Milletlerarası Ahlak
(Türkçülüğün Esasları)
Fertlerin birbirine karşı iyilik sever ve iyilik yapar olması “medeni ahlak” adını aldığı gibi, milletlerin birbirlerinin iyiliklerini istemesine ve birbirlerine iyilik yapmasına da “milletlerarası ahlak” adı verilir. Eski Türkler barış dinine bağlı oldukları için, başka milletlerin dini, politik kültürel varlıklarına karşı saygı duyarlardı. Hatta, kendilerine iç il ve başak milletlere dış il adlarını vererek, bütün milletleri bir barış dairesi içinde, milletlerarası bir birlik içinde görürlerdi. Orhon Kitabesi’nde diğer milletlere çilki il adı veriliyor ki dış il ile aynı anlama gelir.
Eski Türkler, bu dış il deyimi ile, “milletlerarası birlik” kavramını anladıklarını gösteriyorlar. Çünkü il kelimesi, eski Türkçe‘de, barış dairesi anlamında idi. Her milletin bir iç il olması kendi içinde bir barış dairesi oluşturmasından ibaret idi. Bununla beraber, bu içil, diğer milletlere de, yabancı gözüyle bakmaz. Onları da birer il yani barış tapınağı halinde görürdü. Bazı şu farklı adını verirdi.
Eski Türklerin yenilmiş milletlere sonradan kapitülasyon adıyla başına bela olan olağanüstü ayrıcalıklar sunmaları Türk kültüründeki milletlerarası birlik fikrinin bir sonucudur. Gelecekte, Milletler topluluğu şimdiki gibi yalandan değil, gerçekten oluşursa bunun en içten üyesi hiç kuşkusuz Türkiye devleti ve Türk milleti olacaktır. Çünkü geleceğe ait bütün gelişmeler, tohum halinde Türk’ün eski kültüründe vardır.
Özetle, her milletin yeryüzünde gerçekleştirdiği tarihi ve medeni bir misyonu vardır. Türk milletinin misyonu ise, ahlakın en yüksek erdemlerini gerçeklik alanına çıkarmak, en olamaz sanılan fedakarlıkların ve kahramanlıkların olabildiğini kanıtlamaktır.
|» “Türkçülük” Sayfasına Dön! « |
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
Türkçülük, Türk, Türkçü