MİLLİ EDEBİYAT AKIMI
Fransız ihtilâli ile ortaya çıkan milliyetçilik anlayışı Osmanlı İmparatorluğunda yaşayan farklı din ve milliyetteki
toplulukların imparatorluktan birer birer kopmalarına sebep olmuştur. Bu kopuş ve dağılışı önceden gören birtakım devlet adamları ve aydınlar, kendilerince köklü olmaktan uzak bazı yollara baş vurmuşlardır.Ortaya bazı fikirler çıkmakla birlikte, bu dönemde Osmancılık fikri daha ağır basmaktadır. II. Abdülhamit döneminde İslamcılık fikri benimsenmiştir. Tanzimat, döneminde önce dil ve edebiyat, sonra da tarih ve araştırma alanlarında Türkçülük ve Miliyetçilik anlayışının doğup canlandığı görülür.II.Meşrutiyetin ilanıyla beraber İstanbul’da dernekler aracılığı ile Türkçülük çalışmalarına hız kazandırılır.Türk Derneği kurulur. Bir müddet sonra bu dernek kapatılır.Sonraki yıllar “Halka Doğru” adlı bir dergi çıkartılır. Türkçülük hareketinin ortaya çıkışında veya milliyetçilik hareketinin gelişmesinde bu tür dergi ve derneklerin etkisi mutlaka vardır. Ancak Osmanlı Devleti içinde yaşayan bazı milletlerin devlet kurmak amacıyla örgütlenmeleri, Milliyetçilik ve Türkçülük akımının yayılmasında etkili oldu.1911 yılında Genç Kalemler dergisi, Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem tarafından çıkarılır. 11 Nisan 1911 tarihli ilk sayısında Ömer Seyfettin’in Yeni Lisan Makalesi yayımlanır.Genç Kalemler’de yayımlanan bu makale, aynı zamanda yeni hareketin de ismi olmuştur.Bu hareket, daha sonra Ziya Gökalp’in de katılmasıyla büyük bir hareket haline gelmiştir.Edebiyatımızda milliyetçi çalışmaların yardımıyla edebiyatımızın çehresi değişti ve Milli Edebiyat Akımı doğdu.Milli Edebiyat Akımına bağlı sanatçıların amacı, Batı taklitçiliğinden kaçınmak, milli konulara yönelerek modern ve milli bir edebiyat oluşturmaktır.Mehmet Emin Yurdakul şiirleriyle, Mehmet Fuat Köprülü edebiyat tarihi alanındaki bilimsel çalışmalarıyla bu topluluğun diğer üyeleri olmuşlardır.
Genel Özellikler
*Dilde sadeleşmeyi savunmuşlar,Türkçe karşılığı bulunan Arapça ve Farsça sözcüklerle tamlamaların kullanılmasına karşı çıkmışlar ve bunu eserlerinde başarıyla uygulamışlardır. Ayrıca İstanbul Türkçesi’ni kullanmayı ilke edinmişlerdir.
*Bu akımın temel özelliği, her alanda milli kaynaklara yönelmekdir. Bu nedenle konu olarak milli tarih, yurt ve toplum sorunları işlenmiştir.Böylelikle “Memleket Edebiyatı” başlatılmıştır.
*Şairler, tam ve zengin uyağın yanı sıra yarım kafiyeyi de kullanmışlardır.
*Hikâye ve romanda olaylar İstanbul dışına çıkarılmıştır.
*Realizm anlayışının egemen olduğu bu dönemde Anadolu ve Anadolu insanı edebiyata girmiştir.
*Tiyatro türünde bir canlanma olmuştur.Özel tiyatroların yanı sıra resmi tiyatrolar da kurulmuştur.
Milli Edebiyat Akımının Temsilcileri
Mehmet Emin Yurdakul (1869–1944)
Türkçülük akımının edebiyatımızdaki ilk temsilcisi sayılır. Türk–Yunan savaşı sonrasında yazdığı “Cenge Giderken” adlı şiiri tanınmasını sağlamıştır.”Ben bir Türk’üm dinim, cinsim uludur.” mısralarıyla edebiyatımızda seçkin bir yere sahiptir.Türk edebiyatımızda Anadolu insanının acılarını, düşman güçlerine karşı baş kaldırışı, çoşkun bir anlatımla dile getiren ilk şairdir. Yaşamı boyunca “Milli Şair, Türk Şairi” olarak anıldı.
Sade dille ve hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerle edebiyatımızda önemli bir yer tutar. Batı şiirinden alınan nazım şekillerini de kullanan şair, şiirde iç ahengi gözardı ettiği için eleştirilmiştir. Estetik ve teknik bakımından şiirleri basit görünse de ele aldığı konular bakımından dikkate değerdir.
Eserleri
Şiir:Türkçe fiiirler, Türk Sazı, Ey Türk Uyan, Zafer Yolunda,Ordunun Destanı, Cenge Giderken
Nesir: Türk’ün Hukuku, Dante’ye
Ömer Seyfettin
Edebiyatımızda Maupassant Tarzı yani olay hikâyesinin öncüsü sayılır.Türkçenin sadeleşmesi için çaba göstermiştir.Genç Kalemler dergisiyle “Yeni Lisan” hareketini başlatmıştır.Öykülerinin konularını çoğunlukla sosyal hayattan aldı.Amacı, milli bilinci uyandırıp kuvvetlendirmek , aynı zamanda mizah yoluyla toplumun aksak yönlerini eleştirerek kalkınmayı sağlamaktı. Batı’yı yanlış anlayan taklitçilere şiddetle karşı çıkmıştır. Hikâyelerinin sosyal hiciv karakteri taşımaları da bundandır.Günlük hayat, çocukluk yılları, Osmanlı tarihi, askerlik anıları onun hikâyelerinin konusunu oluşturur.Halk edebiyatından da yararlanmıştır.
Eserleri
Ashâb–ı Kehfimiz, İlk Düşen Ak, Yüksek Ökçeler, Bomba, Gizli Mabet, Bahar ve Kelebekler, Beyaz Lale, Efruz Bey, Mahçupluk İmtihanı
Ziya Gökalp (1876–1927)
Diyarbakır doğumlu olan Gökalp, Türk milletini yükseltmeyi ülkü edinmiştir. Bilim ve sanatını bu yolda kullanmış Türkçülük akımının gelişmesi için çalışmıştır.Gökalp’e göre: konuşma dili aynı zamanda yazı dili olmalıdır.İstanbul ağzının edebi eserlerde kullanılmasını savunmuş, şiirde aruzun yerine hecenin kullanılmasını istemiştir.Şiiri bir araç olarak kullanmıştır.Amacı düşüncelerini halka yaymaktır.E. Durkheim’den etkilenerek sosyoloji çalışmaları yapmış, kültür birliği ile ulusal birliği sağlamayı amaçlamıştır.”Fert yok, cemiyet var.” sözleri ona aittir.
Eserleri
Şiir: Kızıl Elma, Yeni Hayat, Altın Işık
Nesir: Türk Töresi, Türkçülüğün Esasları, Türkleşmek–İslamlaşmak–Muasırlaşmak, Türk Medeniyeti Tarihi,Malta Mektupları
Dergi: Yeni Mecmua, Küçük Mecmua
Ali Canip Yöntem (1887–1967)
Milli Edebiyat anlayışının benimsetilmesinde rolü olan sanatçılarımızdan biridir.Şairliğinden çok edebiyat tarihi ve edebiyat araştırmalarıyla tanındı.Sanat yaşamına Fecr–i Ati topluluğunda başlamıştır.Bu dönemde aruz ölçüsüyle yazmış; ancak Milli Edebiyat topluluğuna katıldıktan sonra heceye yönelmiştir.
Eserleri
Şiir: Geçtiğimiz Yol
Nesir: Mili Edebiyat Meseleleri, Cenap Bey’le Münakaşalarım.
Ömer Seyfettin ve Eserleri Türk Edebiyatı Antolojisi
Mehmet Fuat Köprülü (1890–1966)
Şair, yazar ve edebiyat tarihçisidir.Sanat yaşamına Fecr–i Ati topluluğunda başlamıştır.Daha sonra Milli Edebiyat
akımının ilkelerini benimsemiştir.Türk edebiyatı tarihini bilimsel yöntemlerle incelemiş, halk şiiri tarzında şiirler
yazmıştır. Aynı zamanda Türkiyat Enstitüsünün kurucusudur.
Eserleri
Türk Edebiyatı Tarihi, Türk Edebiyatı Tarihinde Usul,Türk Edebiyatında ilk Mutasavvışar, Türk Saz Şairleri Antolojisi.