– Must
– Have to / Has to
– Should
Üçü de zorunluluk anlatmak için kullanılan bu ifadelerin aralarında anlam farklılıkları vardır.
a. Must
İngilizce’de yapılması gerekli olan işleri anlatır.
Bunların yapılmaması durumunda belirli cezalar ya da yasal hükümler yoktur ancak toplum kuralları gereği uyulması gereklidir. Kişisel sorumluluk duygusu da ‘must’la kurulan cümleler için geçerlidir.
‘You must give your seat to old people in public buses’ cümlesinde kişinin yaşlı insanlara yer vermemesi durumunda cezaladırılması söz konusu değildir. Ancak yazılı olmayan toplum kurallarınca böyle yapması gerekir.
b. Have to / Has to
Yine zorunluluk anlatırlar. Yalnız bu zorunlulukların yerine gelmemesi durumunda kişi cezalandırılır.
‘You have to wear a shool uniform in public schools.’ cümlesinde kişinin okulda üniforma giymemesi durumunda cezalandırılacağının da bir iması vardır.
c. Should
Daha çok nasihat anlamında zorunluluk bildirir.
Yapmamanızın bir sakıncası ya da yaptırımı yoktur.
‘You should study hard if you want to pass the class’ cümlesinde kişi eğer sınıfını geçmek istiyorsa sıkı çalışmalıdır anlamı vardır. Ancak başka yollarla da sınıfını geçebilir. Bu cümleyi ‘must’n ile kurduğumuzda nasihatten çok baskı halini alabilir.
Aşağıdaki örneği dikkatle inceleyiniz.
1. Yalnız yaşayan dedenizin durumu sizi rahatsız etmektedir. Bulunduğunuz çevrede de yaşlı insanların ziyaret edilmesine önem verilmektedir. Bu durumda sizin için kullanılacak yapı ‘must’ olmalıdır.
‘You must visit your grandfather.’
2. Çok problem yaşadığınız bir dönemde yaşadığınız bir dönemde dertleşecek birine ihtiyacınız vardır. Bu durumda arkadaşlarınızdan biri size dedenizi ziyaret etmenizi öğütler.
‘You should visit your grandfather.’
3. Yaşlı dedeniz mirasını size bırakacağını ancak bunun onu belirli sıklıkla ziyaret etme kaydıyla gerçekleşeceğini söyler ve vasiyetine ekler. Bu durumda dedenizin avukatı size:
‘You have to visit your grandfather.’ der.