Akciğerlerin altında kubbe şekline benzeyen ve nefes alma sürecinde önemli bir rol oynayan diyaframın, istemsiz ve ani olarak kasılması sonucu hıçkırık meydana geliyor. Diyafram nefes alma esnasında kasılır ve aşağı doğru hareket ederek göğüs kafesinin genişlemesine yol açar.
Nefes verme sırasındaysa gevşeyerek havanın akciğerlerden dışarı çıkmasını sağlar. Mideyle göğüs boşluğu arasında yer alan diyaframın bazı durumlardan etkilenerek aniden istemsiz bir şekilde kasılması sonucu ortaya çıkan kas gerilmesi sonucu olur hıçkırmak.
Hıçkırık anında kasların gerilmesinden dolayı ses tellerinin yer aldığı bölüm aniden kapanır ve sert bir ses çıkar. İşte bu sese “hıçkırık” denir. Bir çoğumuz gün içerisinde mutlaka hıçkırmaya başlıyoruz. Bu durumdan çabucak kurtulmak içinde ya su içer yada nefesimizi tutarız. Yalnız sebepsiz zannedilen ve bazen uzun sürebilen hıçkırıklar kalp ile beyin gibi hayati önem taşıyan organlardaki bir hastalığında habercisi olabilir.
Hıçkırık bir hastalık değildir. Ancak hıçkırığın da bir tedavisi vardır tabi. Hıçkırığa yakalan bir kişi bu durumdan kurtulmak için yürüyüş yapabilir. Nefesin açılması akciğerlere temiz havanın girebilmesi için derin derin nefes alabilir. Bunların dışında şeker içeren herhangi bir besinden küçük bir parça tüketmekte hıçkırığı önleyebilir. Eskiden beri bilinen diğer bir yöntem ise, hıçkırığın korkutularak kesilmesidir. Korkutmak ani tepkiye neden olacağı için sizi hıçkırıktan kurtarabilir.
Bazı durumlarda hıçkırık günlerce ve hatta haftalarca da sürebilir. Bu durum kişiyi oldukça rahatsız eder. Bu kadar uzun süren bir hıçkırık önemli bir hastalığın habercisi de olabilir.
Uzun süren hıçkırık kişinin yemek yemesini, uykusunu, konuşmasını etkileyecek derece de etkilidir. Uzun süren rahatsız edici hıçkırıklar yaşandığında sebepler arasında sinir sistemi ve mide rahatsızlıkları da ihtimali göz ardı edilmemelidir.