…Özlü sözler…
Özlü Sözler – 1
Özlü Sözler – 2
Özlü Sözler – 3
Özlü Sözler – 4
Özlü Sözler – 5
Özlü Sözler – 6
Özlü Sözler – 7
Özlü Sözler – 8
Özlü Sözler – 9
Özlü Sözler – 10
Özlü Sözler – 11
Ulu Önder ATATÜRK'ten Özlü Sözler
H. Nihal ATSIZ'dan Özlü Sözler
Divan-u Lügati't Türk'teki Özlü Sözler
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
Ayrılığın resmini çizdim sarı odalara, yüreğimi soğuttum zemheri ayazında. Sonra uzun uzun rüzgarın gülüşünü seyrettim çaresizce. Ve gecenin en koyulaştığı yerde ölümü kucakladım masmavi yüreğimle…
Aşkımız su üzerine yazılan bir masaldı, göz kirpimi kısalığında kelebeğin ömrü uzunluğundaydı. Kalbimizde bir ömür boyu çekeceğimiz yaralar bıraktı.
….
An gelir insan gülerken ağlarmış. Gözyaşları sel olup kalbine akarmış. Kahkaha bir maske derler bilir misin? İnsan sevdiğinden ayrılınca bu maskeyi takarmış.
….
Adını aynalara yazamadım sinirden kırarım diye, adını duvarlara yazamadım zalimin biri boyar diye, adını kalbime bile yazamadım ben ölünce organlarım bağışlanır da sen başkasının olursun diye…
ey can güneş herkesin üzerine eşit doğar ama gül ayrı leş ayrı kokar
seni sevdiğim kadar yaşasaydım gülüm aşkın adını ölümsüzlük koyardım bitanem
insan bi kere birine geç kalır ve birdaha hiç kimse için acele etmez..
Bir GÖZ bir GÖZE neyi anlatır bilmem ama. Bir SÖZ bir GÖZÜ yıllarca ağlatır…
para lüks alır, huzur alamaz.para ilaç alır,salık alamaz.para yatak alır,uyku alamaz.para kitap alır,kültür alamaz.para şeref kaybettirir,geri alamaz.sevgi,aşk,erdem para ile alınamaz.hayatta en güzel şeyler para ile satınalınamayanlardır…
Bir yağmur damlasıyım, düşerken gökten
O güzel yüzüne dokunurum kalpten
sen beni farketmesende, ben seni farkederim gökten
çoktan göçtüm, bu güzel alemden
sen beni farketmesende, ben farkederim seni gökten
kalbim sende, aklım sende,umudum sende,neşem sende,güvenim sana sonsuz alem bize sorunsuz, sorarlarsa,onlar mutsuz, sorarlarsa onlar kalpsiz, biz hep mutlu, biz hep sevdalı,biz hep aşık, biz hep hayat arkadaşıyız.
Kelimeleri yitirmeseydik anlardık belki,
evlenecek erkeğe eskilerin neden ”koca” dediklerini.
Çünkü “koca” bilge demektir, yüce demektir.
Koca demek, dağ demektir.
Ve ne kadar yüce olursa olsun, üstünde kar olmayan dağ eksiktir.
…
Dağların yücesine kar yağar diye kadına da “kocanın karı” demişler.
Bakma şimdi evlenenlerin “karı-koca” ilan edildiğine.
“Koca ve onun karı” olmalıdır aslında.
Yani yüce bir dağ olmalı adam.
Kar gibi pak ve masum olmalı kadın.
Örtmeli ve bir ömür, süsü olmalı dağın.
Çünkü üşür tepesinde kar olmayan dağ, ne kadar yüce olursa olsun, yarım görünür…
Eşim olma, karım ol!
Bana benzemeye çalışma sakın.
Bana benden lazım değil bir tane daha.
Ama unutma ki sensiz yarımım.
Her zaman söylemem, ama sen anla.
Eşim olma, karım ol!
Beni tamamla…
Nerde Bir Yanlızlık Görsem Ucundan Alırım Birparça Sahibine Ağır Gelmesin Diye
Mahkemede hakim, Temel’e sormuş Kiminlen evlisin?
Bizum Karıylan!
Hakim sinirlenmiş:E,heralde, Sen hiç erkekle evlenen duydun mu?
Duydum tabii nasıl duymam!..
Kimmiş?
Bizum kari….D:D:D
yaşam, yaşattıklarından ibarettir ..
Sevgilim…
ben seni hep sevdim
ne olduğsa ne bittiğse herseye rağmen sevdim.
Seni hep görmek, yaninda olmak, seninle konuşmak istedim.
Ben seni dişarlarda gördüğümde var ya,
sanki bana cennetin kapisi açılmıs gibi gelmişdi.
Senin bana bir Selam verişin bile beni ne kadar mutlu etmişdi biliyormusun?
Senin için herşeyi göze almıştım biliyormusun?
Senin sevgililerin çoktu, onlarla hep yazışırdın, giderdin yanlarına,
ama ben bunları bile bile seni sevmeye hala devam etmişdim,
peki bunu biliyormuydun sevgilim?
Tabiki hiç birini bilmiyordun. Neden bileceksinki?
Bilemezdin. Suç bendeydi. Hep bendeydi.Sana ben hayattimda hic bir tane suç atmadim.
Atamamda,atamazdımda. Sana arkadaşlarımın laflarini kondurmadım. Seni hep savundum.
Yine suç bendeydi. Ne yapsam ne etsem bendeydi. Seni sevdiğimi ben sana söylemedim.
Gerçi söylesemde birsey değişmezdi, ama en azından bilmiş olcaktın.
Ama şimdi sana bunu söylemediğim için okadar mutluyum ki, bilemezsin.
Kendi kendime hep bunlari derdim: Seni şuan düsünmiyorum, Seni artik sevmiyorum,
Seni artik görmeye tahammülüm kalmadi, ve daha neler neler.
Tabiki yalandı, hersey yalandı. Bir kaç saat sonrada otururdum ve derdim ki,
ya kızım sen kimi kandırıyorsun? Arkadaşlarını kandırdında, şimdide kendine mi geldi sıra?
Içimdende bunlar gecerdi, evet seni şuan düsünmiyorum-çünkü aklımdan hiç çıkmadınki
yeniden seni kafama sokmaya çalışim, evet seni artik sevmiyorum-bu da doğru,
çünkü ben seni seviyor değil sana deliler gibi asiğim hemde önceki senelerden daha cok,
evet seni artik görmeye tahammülüm kalmadi-çünkü sana elveda demek çok zordu.
Baksana sevgilim, sen beni hic sevmediğin halde, hep başkalarını sevdiğin halde
yinede ben seni düşüniyorum? Buna Kara sevda diye bilirmiyiz acaba?
şu tüm cümlelerdeki soru işaretleri var ya, bunlar benim kafamda yıllardır bir soruydu.
Ve bu bütün soru isaretleri arasinda bana bir sey daha yasatdin,
ve benim salak olduğumu bu sefer anladim.
Seni onunla gördüm, evet kiz arkadaşin ile, beraber, yanyana, sarılırken, öpüşürken, sarmaş dolaş…
Evet doğru üzüldüm, hemde çok üzüldüm. Ama birşey yine diyemedim,
Desemde fayda etmezdi sevgilim. O anda var ya, bana hiç birisi yapamadığı birşeyi yaptın.
Kalbimi yerinden söktün, helal olsun sana. O an kalbim öyle bir yerinden çıktıki,
ve yerin dibine öyle bir gömüldiki, hic çıkmayacak sanmıştım.
Içimden geçen parçaları toplamaya calişdım, ve başardım. Yüz ifadem degişmeden,
yolluma devam etdim. Kalbimin yer dibinden hiç cıkmayacak sanmıstım ya?
-evet, cıkmadı. Orda öyle kaldı. Bak ama bu sefer gerçekten yanılmamıştım.
O kalp orda kalcak. Belki birgün birisi bulur onu. Asıl senin seveceğin kalbi,
birisi mutlu eder, baska birisi, yabanci biri.
O güne kadarda ben kalbsiz dolaşacağim, sana söz veriyorum.
Ve son birşey daha var belki birgün o güzel annelerimiz içinde bir kiz cocuğu olan birisi cikarsa
ve o kiz seni, benim seni sevdiğimden daha çok severse,
ona ‘HELAL OLSUN.’
…….. ÇOK ŞEY Mİ İSTEDİM………
Sensizliğin sokaklarına bırakılmış kelimeleri toplamaktayım yine. Yoksun yine. Darmadağın her şey. Kıyılarıma yokluğunun acıları demirlemiş ve adımla başlayan kelimelerim ayrılığına mühürlenmiş. Artık ben sende sadece siyah- beyaz fotoğrafım. Artık ben sende yaşanıp hatıralara gömülen koyu bir pişmanlığım. Saçlarında başkalarının elleri gezinirken ben sana hala sen kadar uzağım…
Hatırlıyor musun sana geldiğim günleri. Kan revan içindeydi kelimelerim, tozlu ayrılıkların arifesindeydi yüreğim. Dallarım kırılmıştı, umut diye ektiğim tüm tomurcuklar zamansız budanmıştı. Yıkılmış bir yürekle gelmiştim sana. Senin teninde var olmaya gelmemiştim oysa. Aşk adına aldığım yaraları senin gülüşlerinle sarmaya gelmiştim. Acılarıma ortak, umutlarıma yoldaş bilmiştim seni. Ellerini tutamayacağımı bile bile, yüreğini gülüşlerimle bir kez öpemeyeceğimi bile bile seni sevmeye gelmiştim. Uzaklardaki varlığınla yaşamayı kabullenip, seninle aynı çınar ağacının gölgesinde ölüme uzanmayı istemiştim sadece. Seni sen diye sevmek için gelmiştim sana. Gülüşlerinle baharı, sevginle mutlulukları yüreğime mühürlemeye gelmiştim…
Oysa senden hiçbir şey istemedim. Sadece umut istedim karanlık gecelerime, sadece mutluluklarını istedim seni beklemekle geçecek günlerime. Ne bana ait olmayan hayatını istedim, ne de ” BANA YASAK” tenini bedenime diledim. Ben sadece uzaklardaki varlığına sarılıp kirpiklerinde dinlendirmek istedim yüreğime üşüşmüş ayazları. Sadece sesinin sıcaklığına uzanıp gülüşlerinle sarmayı diledim yalnızlıktan bakiye acılarımı…
Söyle bana senden çok şeyler mi istedim ? Senden çok şeyler mi bekledim. Hadi kaldır başını. Bu yürek yaşamalı sözleriyle başlayan mutlulukların neden ne olur anla beni cümlesine sığdırılmış ayrılıklara gebe kaldı ? Bana gitmek için geldiğini bildiğim halde çok sevmiştim seni. Çok mu geldi gözlerinde beni mutlu görmek ? Ellerini tutamayacağımı bildiğim halde delice sevilmek çok mu geldi sana. Gözlerimin içine bakıp ” seni hiç sevmedim ” de. Seni senden çok sevdiğim için küfürler savur bana. Ellerini tutamayacak olsam da seninle mutluluğum için ayrılığında yüreğimden vur beni. Suskunluğunla kanat dudaklarımdaki ismini. İmkansızlığınla öldüremediğin bu adamı yalnızlığına göm.
Seni sevdiğim için küfürler et bana. Ölüme pusular kuran Firavunlardan kalma ayrılıkları hediye eyle sensiz yüreğime. Kör kuyulara at beni. Gözlerimi bıçakla ve sonra da seni seven yüreğimi. Beni hiç sevmediğini söyle. Yalvarırım, susma bir şeyler söyle. Yüreğinde hiç var olmadığımı söyle. Hadi tüm cesaretini topla ve “seni hiç sevmedim ki” cümlesini savur ayak uçlarıma
Biliyorum her zamanki gibi susacaksın. Sus… Tek bir kelime etme. Sus ki; adımı anmakla heba olacak nefesin boşa gitmesin. Seni severken bana hiçbir zaman gelmeyeceğinin farkında idim. Ama sevdim işte. İmkansızlığına inat büyüttüm seni. Canımdan can bildim yüreğini, nefesimden nefes bildim seni. Ölüm olsan da sevdim seni. Sadece sevdim. Hem de seni senden çok severek, uğruna yüreğimi bedenimden sökerek sevdim. Biliyorum bundan sonra da gelmeyecektin ve hiçbir zaman beni ” seni senden cok seven ben ” kadar sevmeyeceksin. Çünkü ; ait olduğun karanlıkları bırakıp bana gelecek gücün yok senin…. Unutma ki; yüreğimdeki sen , seni sensizlikte bile sevecek kadar büyük. Yüreğimdeki seni hiçbir kelime, hiçbir yalan küçültemeyecek. Çünkü, ben sadece seni sevdim. Sadece sevdim…
SEN BANA AİT OLMASAN BİLE, BEN SADECE SENİN YÜREĞİNE AİT’İM….
( mehmet yılmaz )
kırgınlıgımı anlatacak tek bir cümle yok..gece öyle karanlık ki ve ben öylesine aşıgim ki geceye hiç sabah olmasa keşke.
Aşkımız şehit sevdamız gazi ..!
Yazar Fuat Sağıroğlu’nun Özlü Sözleri :
» Geleceğini bilseydim, geçmişte seni beklerdim. Fuat Sağıroğlu
» Belki başka bir yüzyılda özlersin… Fuat Sağıroğlu
» Hiç uzanmaya çalışma, yıldızlar içinde yanar. Fuat Sağıroğlu
» Nefret elbet biter. Önemli olan toprağın üstünde mi, altında mı bittiğidir… Fuat Sağıroğlu
» Ayrılık yaman, omzunda ağlanacak tek şey ise zaman… Fuat Sağıroğlu