Parçadaki herhangi bir ifadeden hareketle mantık yürüterek ulaştığımız sonuçlardır. Parçadaki yardımcı fikirlerdir.
“Parçadan hangisi çıkarılamaz, hangisine ulaşılamaz veya parçada hangisine değinilmemiştir?” şeklindeki sorular,
çıkarıma yönelik sorularıdır. Çıkarımlar, parçanın konusu, yazarı, duygusu, sebebi ile ilgili olabilir.
Bir paragraftan anlamla ilgili çıkarımlar yaparken paragrafta geçen her cümleyi dikkatle yorumlamak gerekir.
Parçayı oluşturan yan düşünceler parçanın bütününü
kapsamaz. Her parçanın bir ana düşünce etrafında
oluşturduğu göz ardı edilmemelidir
Örnek
Yazar dili ses, biçim, anlam özellikleriyle iyi bilen ve kullanan kişidir. Bu anlamda dile yeni kavramlar, kalıplar,
sözcükler kazandırabilir. Gerçekte hiçbir yazar, bakalım bu romandan, bu öykü ya da şiirden dilciler kaç kural çı-
karacak, diye yazamaz. Yazamaz; ama yazdıklarıyla dile yeni sözcükler katar. Dili işlerken yalnızca dilciye değil, edebiyat tarihçisine, toplum bilimcilere,
başka araştırmacılara da malzeme yaratır.
Bu parçadan, yazarlarla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi çıkarılamaz?
A) Dilin söz varlığını geliştirdikleri
B) Dilin anlatım olanaklarını genişlettikleri
C) Yapıtlarıyla, yeni çalışmalara olanak hazırladıkları
D) Dil konusunda, geniş bir bilgiye sahip oldukları
E) Dile kazandırdıklarıyla kalıcı olmaya çalıştıkları
Parçadan, “yazarların kalıcı olmak amacıyla dile bir şeyler kazandırdıkları” yargısı çıkarılmamaktadır.
Yanıt E
Örnek
Yazar, öykülerinde insanın insanla, insanın geleneklerle çatışmasını, günlük yaşamın akışı içinde, abartısız ve
sevecen bir yaklaşımla ele alır. Anlattıkları, olağanüstü olaylar, olgular, durumlar değildir. Dünyanın herhangi bir
ülkesinin bir yöresinde, bu öykülerdekine benzer yaşamlar hala vardır. Basit halk inançları, etkili bir biçimde öykülerinin
atardamarını oluşturur. Geçim derdi, biten sevgiler, öykülerden fışkıran renkli tablolardır.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen öykücünün
bir özelliği değildir?
A) Ders vermeyi amaçlama
B) Anlatımda doğallığı benimseme
C) Sıradan öğeleri çarpıcı kılma
D) Karşıtlıklardan yararlanma
E) Folklorik öğelere yer verme
B, C, D ve E seçeneklerinde verilenler parçada sözü edilenöykücünün özellikleri arasındadır. Yazarın ders vermeyi
amaçlayan bir tavır sergilediği ise söylenemez.
Yanıt A
Örnek
Bilim dili, nesnel bir dildir; çünkü terimlerle kurulur, terimlerle oluşur. Terimlerin de açık, anlaşılır, aydınlık olması gerekir.
Bunun da baş koşulu, terimlerin, anlamları herkesçe bilinen sözcüklerden yapılmasıdır. Böyle olmazsa
bilim dili anlaşılmaz, karmaşık bir görünüm alır. Bu yüzden bilim adamları arasında tam bir anlaşma olmaz. Ayrı
ca, bilim ürünlerini geniş halk yığınlarına iletmek de olanaksızlaşır.
Bu parçada, terimlerle ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Anlamlarının kişiden kişiye değişmemesine
B) Dilin sık kullanılan sözcüklerinden oluşturulmasına
C) Bilimsel iletişimi sağlamasına
D) Bilimsel çalışmaları geliştirip hızlandırmasına
E) Güç anlaşılan bir yapıda olmamasına
Terimlerin açık ve anlaşılır olması, herkes tarafından bilinen sözcüklerden yapılması A, B, C ve E’de verilmiştir.
Parçadan, terimlerin bilimsel çalışmaları geliştirip hızlandırdığı anlamı çıkarılmaz.
Yanıt D
Örnek
Bir romanı elime alıp okumaya başladığımda kendimi okyanusta kaybolmuş küçük bir balık gibi hissederim. Neredeyim?
Nereye sürükleniyorum? Biraz şaşkınlık, biraz kaybolmuşlukla sözcüklerin arasında bir şeyler bulmaya
çalışırım. Sonra, bir anda kendimi, yazarın oltasına takılmış bulurum ve roman çok iyiyse bittiğinde hala oltadayımdır.
Aksi halde bir yerlerde oltadan kurtulmuş, zihnim dağılmış, nerede olduğumu unutmuş, dolanmaya başlamışımdır.
Bu parçaya dayanarak, aşağıdaki genellemelerden
hangisine varılabilir?
A) Romanlar, okuyucuları gerçek yaşamdan uzaklaştı-
rır.
B) Okurların bir romanı sonuna değin anlayarak okuması, o romanın değerini ve etki gücünü gösterir.
C) Her romanın kendine özgü bir okuyucu kitlesi vardır.
D) Okuru şaşırtan romanlar, anlatım gücü üstün olanlardır.
E) Güçlü romanlar, okurların duygu ve düşünce dünyasını biçimlendirir.
Parçada güçlü bir romanın sonuna dek okunan roman olduğu üzerinde duruluyor.
Yanıt B
Örnek
Kitaplarla tanıştıktan sonra yaşamım anlam kazandı, diyebilirim. insanlarla iletişimim çok değişti; konuşurken,
yazarken, okurken, düşünürken neredeyse hiçbir sorun yaşamıyorum. Dünyaya daha geniş bir pencereden bakmayı
öğrendim. Kendimi çok daha rahat anlatabiliyorum. Keşke herkes zamanını nasıl değerlendireceği üzerinde
düşünse ve bunun bir kısmını okumaya ayırsa. Böylece insanlarda kendini bir başkasının yerine koyma duygusu
gelişir ve bireyler birbirleriyle daha rahat iletişim kurabilir.
Bu parçada okumayla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Zamanın bilinçli kullanılmasıyla bağlantılı olduğuna
B) Bireylerin, olayları algılayış biçimini değiştirdiğine
C) insanların birbirlerini anlamasını kolaylaştırdığına
D) Kişilerin, kendilerini tanımalarına olanak sağladığına
E) insanlara, başkalarını yönlendirme gücü kazandırdığına
Parçanın ilk üç cümlesinde B seçeneğinde verilen yargıya, dördüncü cümlede A seçeneğinde verilen yargıya,
parçanın son cümlesinde ise C’de söylenen yargıya işaret edilmiştir. E seçeneğindeki yargı parçadan hareketle
çıkarılamamaktadır.
Yanıt E
Örnek
Tarihçilere göre, günümüzden binlerce yıl önce Anadolu’da, Çatalhöyük’te insanlık tarihinin en eski uygarlıkları
ndan biri yaratılmıştır. Bu uygarlığı yaratanlar, tarihin ilk çiftçileri sayılmaktadır. Bu insanlar, tarımla uğraşmayı,
evcilleştirdikleri hayvanlarla, yetiştirdikleri bitkilerle beslenmeyi öğrendiler. Bugünkü aile ve kent düzenini dünyada
ilk kez onlar kurdular. Daha sonra Kibele ve Artemis adlarını alacak olan ana tanrıça ve bereket tanrıçası
na tapınma ilk kez burada ortaya çıktı. Tarihte ilk kez, evlerini sanat eseri sayılacak güzellikte duvar resimleriyle, kabartmalarla onlar süslediler.
Bu parçaya göre, Çatalhöyük’teki uygarlığı yaratanlar
için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kimi dinsel inançlara öncülük etmişlerdir.
B) Toprağı işlemede, kendilerinden sonraki topluluklara örnek olmuşlardır.
C) Toplumsal yaşamın gerektirdiği kurumları oluşturmuşlardır.
D) Anadolu tarihi onlarla başlamıştır.
E) Ev içi düzenlemelere estetik boyutlar katmışlardır.
Parçadaki ikinci ve üçüncü cümleler B seçeneğinde; dördüncü cümle C seçeneğinde; beşinci cümle A’da; son
cümle E’de söylenenleri barındırmaktadır. Anadolu tarihinin Catalhöyük’teki uygarlığı yaratanlarla başlattığı ulaşılabilecek bir yargı değildir.
Yanıt D
Örnek
Bu eleştirmenimiz, tiyatro yapıtlarına ilişkin hemen bütün eleştirilerinde yer yer bilgi vererek izleyicilerin eğitilmesine
katkıda bulunmakta, onlarda bir bakış açısı geliştirmeye çalışmaktadır. Bu arada, yapıtı eliştirmekten kaçınmamakta,
düşündüklerini bir yolunu bularak mutlaka söylemektedir. Daha çok, tiyatro sanatçılarına yöneltilen bu eleştiriler,
kimi zaman dolaylı olmakta, satır aralarında kalabilmektedir. Öyle de olsa, bir taşla iki kuş vurulmakta; hem sanatçı
ların dikkati çekilmekte hem de seyircinin oyunu algılamasına kılavuzluk edilmektedir. Bunun yanı sıra, seyircilerin
tiyatrodan kaçması önlenmekte, dahası sayısının artması sağlanmaktadır.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen sanatçının eleştirileriyle sağladığı yararlardan biri değildir?
A) izleyiciye oyunu belli açılardan inceleyebilme gücü kazandırma
B) Sanatçıları, üstü kapalı eleştirilerle uyarma
C) Oyunun anlaşılmasına yardımcı olma
D) Yaptığı yorumlarla tiyatroya yeni bir yön verme
E) izleyicinin tiyatroya ilgi duymasını sağlama
Eleştirmenin tiyatroya yeni bir yön verme çabası içinde olduğuna parçada değinilmemiştir..
Yanıt D
Ünlü yazarımızla Türk sanat yaşamı üzerine konuştuk. Bize, hayatını kalemiyle kazandığından söz etti. Yalnızca
halkın kendisini anladığını, kimi aydınların kendisini hala ciddiye almadığını yana yakıla anlattı. Bu arada. radyoda
skeçler yayımlayacak kişilerin, kendisinden de komik diyaloglar istediğini söyledi. Bize bugün aklımda kalmayan;
ama o zaman üzerimizde kötü bir etki bırakan mektubu okudu. Her satırını okurken sinirleniyor: “Adamlara bakın,
beni soytarı sanıyorlar, insanda biraz anlayış olmalı!” diyerek öfkesini yansıtıyordu
Bu parçadan söz konusu romancıyla ilgili olarak aşağıdaki yargıların hangisine varılamaz?
A) Belli bir kesimin davranışlarından rahatsızlık duymaktadır.
B) Yalnızca insanları güldürmek amacıyla yazmayı, kendisine yakıştıramamaktadır.
C) Tiyatroyu bir tür olarak önemli bulmamaktadır.
D) Kültürlü kimi okurlar, kendisine gereken değeri vermemektedir.
E) Sanatsal çalışmalarıyla geçimini sağlamaktadır.
Parçada yazarın, tiyatroyu bir tür olarak önemli bulunduğuna dair herhangi bir bilgi yoktur. A,B,D ve E seçeneklerinde
söylenenler parçadan çıkarabilmektedir.
Yanıt C
PARÇANIN AKIŞI
Parçadaki konunun işlenişi belirli bir zamana, düşüncedeki paralelliklere veya zıtlıklara göre gelişir. Bu gelişme
sürecinde bağlaçlar önemli ipuçları verir. Akışla ilgili karşılaşacağımız soru başlıkları şöyledir:
Bir parçada baştan sona kadar bir konu bütünlüğü olmalıdır. fiayet parçadaki cümlelerin birisi anlatılan konuyla
bağlantısız ise bu cümle anlatımın akışını bozmuş olur. Paragrafta akışın nasıl olması gerektiğini cümlelerdeki
bağlayıcı kelimelerden de anlayabiliriz. Çünkü bağlaçlar bize akışın ne yönde devam edeceği noktasında yol gösterir.
Örnek
(I) Romanlar vardır, daha ilk sayfasında olay örgüsünü çekim alanı içine alır okurunu. (II) Kan basıncını yükselten
heyecanlar yaratır okurda. (III) Kimi romanlar da vardır,
dilsel örüntüsüyle okurun aklına olduğu kadar yüreğinede seslenme yolunu seçer.
(IV) Romanda özgünlük, derinlik, çok yönlülük aranır. (V) Daha doğrusu, okurun,
okuma eylemine tüm varlığıyla katılımını sağlar. (VI) En yüksek coşkuları, estetik tutkulara dönüştürür.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E)VI.
I, II, III, V ve IV. cümlelerde bir romandaki olay örgüsünden söz edilirken IV’te romanda özgünlük ve derinlikten
söz edilmektedir.
Yanıt C
Parçada aynı anlama gelecek şekilde kullanılan iki cümle varsa bunlardan biri gereksizdir.
Kimi kez paragraşarın iki cümlesi yer değiştirmiş olarak verilir ve soru “Hangi cümlelerin yeri değişirse anlam düzelir?”
biçiminde sorulur. Bu tip sorularda en az zaman harcayacağımız yöntem, seçeneklerden yola çıkmaktır.
Paragraf, yalnız bir düşüncenin işlendiği cümle grubudur. fiayet yeni bir konuya geçilecekse yeni bir parçaya başlanmalı
dır. Dolayısıyla yeni bir konunun başladığı yer parçanın bölünmesi gereken yerdir.
Örnek
(I) Resim ve heykel sanatçıları insan elleri üzerinde çok durmuşlardır. (II) Ortaçağdan bu yana, ressamların yaptığı
portrelere baktığınızda gözlerden çok ellerin öne çıktığını görürsünüz. (III) Gergef üzerinde dolaşan, çenesini
avuçları içine alan, vücut boyunca sarkan eller… (IV) Mutluluğun parıltısını, kaygıların kaynaşmasını, yaşamaktan
usanışı hep bu ellerde görürsünüz. (V) Bundan on binlerce yıl önce insan daha kafasıyla düşünemezken
elleriyle düşünmüş. (VI) insan geometri bilmeden su bentleri yapmış, matematik bilmeden parmaklarıyla saymı
ş, sanat ve güzellik üzerine hiçbir bilgisi yokken mağara duvarlarını, bugün usta ressamların bile yapamayacağı
resimlerle donatmış. (VII) Bilimsel ve sanatsal yaratılar konusunda övündüğümüz ne varsa hepsini, insan elinin çağlar boyunca yaptığı hareketlere borçluyuz.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
hangi cümleyle başlar
A) II. B) III. C) IV. D) V. E)VI.
ilk dört cümlede ellerin sanatta önemli yer tutmasından söz edilirken, V, VI ve VII. cümlelerde insanın tarih boyunca
ellerini kullanmasından bahsedilmiştir. V. cümle ile ikinci paragraf başlamalıdır.
Yanıt D
Bu tarz parça sorularında, soruda verilen cümlenin söz konusu parçanın uygun bir yerine getirilmesi gerekir. Yine cümlenin akış özelliklerinden parçanın cümle ya da sözün nereye geleceği tahmin edilebilir.
bu site işime çok yaradı