Peygamberimiz Hz. Muhammet (sas) in İstanbul'un fethiyle ilgili hadis-i şerifi başta Buhari'nin Et-Tarihü'l Kebir kitabı olmak üzere, Ahmed Bin Hanbel'in Müsned ve Taberânî'nin El-Mûcemu'l Kebir adlı kitaplarında ve birçok hadis kaynağında yer almaktadır.
Buhârî'nin kitabında geçen İstanbul'un fethiyle ilgili hadis-i şerifin tam tercümesi şöyledir: Kostantiniyye elbette fetholunacaktır. “Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.”
Hadis-i şerifin söylenmiş olduğuna dair birkaç yorum:
Peygamberimizin vefatından 1453 tarihine kadar olan 900 küsür yıllık zaman diliminde –dört halife devri de dahil olmak üzere- ve Bizans İmparatorluğunun en güçlü olduğu dönemlere rastlamasına rağmen, tarih kaynakları İstanbul'a 29 defa işgal girişiminde bulunulduğunu belirtmektedir. Bu işgal girişimlerinin büyük çoğunluğunun İslam devletleri tarafından gerçekleştirldiği bilgisi de düşünülürse hadis-i şerife dair doğruluk payı artmaktadır.
Ayrıca İstanbul'a işgal girişimlerinde bulunan İslam devleti hükümdarlarının Peygamberimizin bu övgüsüne nail olmak için İstanbul'u kuşattıklarını ifade etmeleri tarih kaynaklarında geçen diğer bilgilerden biridir.
İstanbul'un fethine dair hadis-i şerife destek olacak mahiyette çok enteresan bir bilgi daha vardır. Sebe Sûresi 15. Ayette geçen: “Beldetun Tayyibetün” ibaresi, ebced hesabına göre İstanbul'un fetih tarihi olan Hicri 857 yılını göstermektedir.
İstanbul'un Peygamberimiz döneminde, yani MS. 500'lü yıllarda Arap Yarımadasında oldukça tanınması ve güzel bir şehir olduğunun bilinmesi, dikkatleri İstanbul üzerine çekmekte ve Peygamberimizin bu konuda söz söyleme ihtimalinin artması da kuvvetle muhtemeldir.
Ayrıca İstanbul'da türbesi ve kabri bulunan, emeviler zamanındaki İstanbul kuşatmasında şehit düşen, Hz. Eyyüb-el Ensâri başta olmak üzere, bu kuşatmada şehit düşen meşhur birkaç sahabenin dışında, adı bilinmeyen veya Bizans devirleri içerisinde unutturulan sahabelerin sayısı az değildir. Bu sahabeleri Arap Yarımadası'ndan İstanbul'a kadar götüren şeyin sadece fetih aşkı değil; Peygamberimizin hadis-i şerifinde övdüğü kişiler arasına dahil olmak gibi büyük bir manayı barındırdığını görmek çok zor olmasa gerek…
İslam inancına göre Peygamberimizin övgüsüne nail olmak, bu dünyada bulunan her güzel şeyin üstünde bir vasıf olarak görülmektedir. Onun övdüğü kişilerden biri olmak, bir anlamda ebedi hayattaki büyük kurtuluş vesilelerinden biridir, birincisidir.
Bu sebepledir ki; tarih boyunca İslam devletlerinin bütün orduları, bütün kumandanları ve neferleri, bu övgüye nail olabilmek uğruna canlarını feda etmiş ve bu uğurda belki milyonlarca şehit verilmiştir.
Bütün bu gayretlerin neticesinde 7. Osmanlı Padişahı II. Mehmet Han, İstanbul'u fethederek 29 Mayıs 1453 tarihinde Fatih Sultan Mehmet ünvanını almış ve Peygamberimizin övgüsüne nail olmuştur. Sadece peygamberimizin övgüsüne nail olmakla kalmamış, tüm islam aleminin ve Türk milletinin övgüsüne de mazhar olmuştur. Diğer taraftan da 1000 yıllık Bizans-Roma İmparatorluğu'nun varlığına son vermiş, bir çağı kapatıp bir çağı açmıştır.
2.MEHMET HAN : 29.MAYIS 1453 YILINDA İSLAMBOLU FETH EDEREK FATİH SULTAN MEHMET HAN ÜNVANİNA KAVUŞTU KOSTANTINIYEYI İSLAMBOL : İSTANBUL:. NE BÜYÜK KOMUTAN : NE BÜYÜK ASKER : …:ALLAH C.C RAMMET EYLESİN…: FATİHA………………………………………………………..: A M İ N
benim ve milletim adına çok gururlu bir şey