REALİZM (Gerçekcilik)
19. yüzyılın ikinci yarısında romantizme tepki olarak Fransa’da doğmuş bir sanat akımıdır. 19. yüzyılın ikinci yarısında deneysel bilimlerde gelişmeler olmuş, varlıkları ve olayları duyguyla değil, gerçeklerle kanıtlayan görüşler önem kazanmıştır.Bu bilimsellik sanat ve edebiyata da yansımıştır.Sanatçı; belgeye, gözleme önem veren bir bilim adamı gibi gördüklerini söylemelidir, ilkesi benimsenmiştir.Gerçekçi yazar, sürekli olarak yaşadığı toplumun içinde var olduğunu düşünmek zorundadır.Bunun dışına çıktığında gerçekçilik de ortadan kalkmış olur.Felsefe alanında öncülüğünü A.Comte’nin yaptığı, duyguları değil, yalnız duyularla algılanabilen olguları esas alan pozitivizm, realizmin temelini oluşturur. Romantik sanatçılardan Stendhal, Balzac realizmin öncülüğünü yapmıştır. Gustau Flaubert, Mademe Bovary adlı romanıyla realizmin romantizmden üstün olduğunu kanıtlamıştır.
Özellikleri
*Gözleme önem verilir. Gerçek, hiçbir hayal ve olağanüstülük etkisinde kalınmadan yansıtılır.
*Günlük hayatta rastlanan ya da rastlanma olanağı bulunan olaylar, kişiler ve çevreler anlatılır.
*Sanatçı, eserinde kişiliğini gizler.
*Anlatım kusursuzdur ve üsluba önem verilir. Kişiler, sosyal düzeylerine göre değil, sanatçının üslup özelliklerine göre konuşturulur. Dil, yalındır.
*Anket ve tutanaklardan yararlanılır. Gerçekler olduğu gibi nesnelce yansıtılır.
*Realist edebiyatta roman, tiyatro ve eleştiri türleri gelişmiştir.