Rüyamdaki Korkulu Dünyam! (:
Ne kadar dikkatinizi çeker bilmiyorum; fakat rüyalarımda yaşadığım kurmaca mekanı ve yaşadığım benzer olayları sizlerle paylaşmak istiyorum. Daha önceden çevremde benim yaşadığım bu duruma benzer başka örnekler duymadığım için, başımı yastığa koyduktan sonra dalıp gittiğim bu manzarada yaşadığım korku verici olaylar, artık gözlerimi açtıktan sonra “Yuh artık, bu gece de mi oradaydım?” diye isyan ettirmeye başladı beni.
Yukarıdaki resimde gördüğünüz manzara, rüyamda gördüğüm korkulu evin zihnimde kalan görüntüsüne bayağı benziyor. Önünde yemyeşil bir gölün bulunduğu, ıssız bir dağ başını andıran bir küçük evin çoklukla içinde geçen rüyam, artık gözlerimi kapayınca ara sıra uğrayıverdiğim evimdeki yaşantımı ifade ediyor. Çünkü belki 15. kez oldu, bu eve gidiyor ve bir adamı arıyorum. Çılgınlar gibi koşturup, sınava geç kalmış bir öğrenci heyecanıyla orta yaşlı bir adamı buluyorum. Ortak bir iş yapmak niyetiyle aradığım bu adamı buluyorum; fakat adam başıma musallat oluyor. Bana evin dışına çıkıp doğal imkanları kullanarak o çevrede değişiklikler yapmam yönünde görevler veriyor ve bunların çabucak bitirilmesi için sık sık beni uyarıyor.
Görevlerimi insanüstü bir çabayla yerine getiriyor olsam da, o çirkin yüzlü adam benim yaptıklarımı beğenmiyor ve çok geç kaldığımı söyleyerek beni cezalandırmakla tehdit ediyor. Ceza ise cebimde sakladığım tılsımlı, gizemli bir nesne. Fakat bu rüyayı en az 10 kere gördüğüm hâlde cebimde ne sakladığımı hâlâ bilmiyorum veya hatırlayamıyorum. (:
Kendimi her gece film setine giden, çekimlere katılan bir sanatçı gibi hisseder oldum. Aksiyon ve korku içinde geçen bu rüyalarım artık sıkmaya başladı. Şöyle vurdulu kırdılı, kan dökülecek veya gökyüzünden aşağı doğru hızla düşme gibi değişik gerilim durumlarını rüyalarımda görmeyi özledim yahu!
Bunun da vardır sanırım bir hikmeti; fakat ben çözemedim gitti…
Orkun KUTLU
İlginç. 🙂
Bende aynen öyle rüyalar görüyorum.Gözümü kapatıp daldığım anda böyle garip olaylar görmeye başlıyorum.
Bencede çok ilginç. Eğer bu rüyadan çok sıkıldıysanız kesinlikle bir pisikolok yardımı almalısınız. Bu arada sitenizi gerçekten çok beğeniyorum. Güzel Türkçe’mizi korumaya yönelik içeriklerinizi de ayrıca tebrik ederim. 🙂
Hatırlarsan sana bir rüyamı anlatmıştım. Moğolistan’da Cengiz Han’ın at üzerinde durduğu heykelin önündeydik. Ona büyük bir saygıyla yaklaştık, elimizi atın ayak kısmına uzattık bir baktık ki bu Buda heykeli. 🙂 O korkunç rüya kadar korkunç mu bilmiyorum.
Diyor ya Atsız Ata, “Herkes bir özleyişle yaşar” diye. Belki o ev hedeflerin, o adam hedeflerin için emek vermen gereğini hatırlatan yalavaç ve cebindeki o nesne en büyük pusatın olan usundur. Çevrende değişiklikler yap Andam. Tanrı seni korusun.
Sevgili Alper,bencede çok ilginç fakat,psikolog pisikolok şeklinde yazılmaz.Bu site Türkçeyle ilgili olduğu için söyledim lütfen yanlış anlama… 🙂
Altay andam, (:
Evet, rüyalarım seninki kadar ürkütmüyor insanı. Fakat bu rüyalar sanki gece yaşadığım eve gidermiş gibi garip bir hâl alınca ürkütmeye başladı. Hatta artık, “Bu gece böyle yırttın; ama yarın sana gününü göstereceğim.” der gibi bir hisle güne başlar oldum. (:
Sabir Rüstemhanlı’nın yazdığı Gök Tanrı diye bir roman vardı ya? Orada Oğuz Kağan’ın da arayıp durduğu yağmur taşı vardı. Acaba diyorum insanlar tek Tanrı inancından saptı da, ben de onun gibi… (;
Yorumun için teşekkürler andam.
TTK!
Çok ilginç şu an düşüncelere daldım bu rüya gerçekten çok ilgimi çekti öğretmenim.