Türkçe Hakkındaki Görüşlerim
(Johan Vandewalle)
“…Anadili Türkçe olan bir kişinin kısa cümlelerle düşündüğü, konuşma anında ise bu kısa cümleleri çeşitli yollarla birbirine bağlayarak karmaşık yapılar kurduğu görüşündeyim. Bu “cümle bağlama eğilimi” bazı konuşurlarda zayıf, bazılarında ise adeta bir hastalık derecesinde güçlü olabilir. Bu son durumda ortaya çıkan dilsel yapılar, insan zihninin üstün olanaklarını en güzel şekilde yansıtıyor. Farklı dil gruplarına ait birçok dili incelediğim halde şimdiye kadar hiçbir dilde beni Türkçe’deki karmaşık cümle yapıları kadar büyüleyen bir yapıya rastlamadığımı söyleyebilirim. Biraz duygusal olmama izin verirseniz, bazen kendime “keşke Chomsky de gençliğinde Türkçe öğrenmiş olsaydı… “, diyorum. Eminim o zaman çağdaş dilbilim İngilizce’ye göre değil, Türkçe’ye göre şekillenmiş olurdu…”
Yukarıdaki yazıyı tamamen Türkçe yazmıştır.
Johan VANDEWALLE kimdir?
15 Şubat 1960 Belçika doğumlu, 34 dil ve lehçe bilen, Dünyanın en büyük dilbilimcilerinden Johan Vandewalle dillere ilgisinin başlayaşını şöyle anlatıyor:
Türkçe ile ilk kez 1973’te yaptığı bir İstanbul gezisi sırasında tanıştığını belirten Vandewalle, şunları kaydetti: “O zaman 13 yaşındaydım. O gezide yaşadığım misafirperverlik beni çok etkiledi ve Türkçeyi öğrenmeye sevk etti. Türkçeyi biraz öğrenince, matematiksel yapısına hayran kaldım. Ve bu dili, bütün yanlarıyla incelemeye karar verdim.” Vandewalle, Belçika’ya döndükten sonra Türkçeyi öğrendiğini, daha sonra da Osmanlıca ve eski Uygur Türkçesini öğrenerek Orhun Abideleri’ni incelediğini anlattı.
Vandewalle’nin bildiği diller
Wandewalle, Flemenkçe, Latince, İngilizce, Almanca ve Türkçenin yanı sıra Farsça, Çağdaş Arapça, Rusça, Osmanlıca, Klasik Arapça ve Eski Slavcayı öğrendiğini kaydetti. Türkçeye olan merakının ardından da Özbek, Kazak, Kırgız, Türkmen, Azeri, Uygur, Tatar, Başkurt, Tuva, Orhon, Eski Uygur, Kuman ve Çağatay Türkçeleri ile Tacikçeyi de kendi kendine öğrendiğini söyledi. Arapça kursu sonucunda da Mısır ve Fas Arapçasını öğrendiğini anlatan Vandewalle, yalnızca seyahatlerde kullanmak amacıyla da İtalyanca, Arnavutça, Yunanca, Hintçe, Urduca ve Fince öğrendiğini söyledi. Vandewalle, sadece dil merakından dolayı da Gaelic, Japonca, Svahili ve Sırpça kitaplar okuduğunu ve bunları anladığını kaydetti.
Johan Vandewalle, dil öğrenmenin paha biçilmez bir zenginlik olduğunu vurgulayarak, amacının, bu zenginliği insanlarla paylaşmak ve onlara da öğretmek olduğunu kaydetti. 1987 yılında katıldığı yarışmada, 22 yaşayan dili kullanarak ‘en çok dil bilen Belçikalı’ unvanı aldığına işaret ederek, “Ancak amacım, dil konusunda rekor kırmak değil. Azimli olduktan sonra öğrenilemeyecek dil yoktur.” dedi. Vandewalle, Belçika’da bulunan ve başkanı olduğu ‘’Oryantal, Doğu Dilleri ve Kültürleri Öğretim Merkezi’’nde farklı düzeylerde konuşulan Türkçe ve Arapça dersleri verdiğini, ayrıca değişik ülkelerde yaşayan ve Türkiye Türkçesini öğrenmek isteyenler için ‘’Türkçekent’’, Türk lehçelerine meraklı olanlar için de ‘Türkçestan’ adlı internet siteleri hazırladığını bildirdi.
Karmasik cumlenin parcalara, yani daha kucuk cumlelere ayrilmasi guzel
bir yontem. Bu yontem, ogrencinin anlasilmasi kolay parcalardan hareket
ederek karmasik cumlenin anlamini bulmasini kolaylastiriyor. Ancak zayif
tarafi bence karmasik yapinin parcalardan nasil insa edildigini
yeterince aciklamamasidir. Asagida bu problemi halletmek icin karmasik
yapilari gorsellestirmek icin bir yontem onerecegim.
Anadili Turkce olan bir kisinin kisa cumlelerle dusundugu, konusma
aninda ise bu kisa cumleleri cesitli yollarla birbirine baglayarak
karmasik yapilar kurdugu gorusundeyim. Bu “cumle baglama egilimi” bazi
konusurlarda zayif, bazilarinda ise adeta bir hastalik derecesinde guclu
olabilir. Bu son durumda ortaya cikan dilsel yapilar, insan zihninin
ustun olanaklarini en guzel sekilde yansitiyor. Farkli dil gruplarina
ait bircok dili inceledigim halde simdiye kadar hicbir dilde beni
Turkcedeki karmasik cumle yapilari kadar buyuleyen bir yapiya
rastlamadigimi soyleyebilirim. Biraz duygusal olmama izin verirseniz,
bazen kendime “keske Chomsky de gencliginde Turkce ogrenmis olsaydi… ”
diyorum, eminim o zaman cagdas dilbilim Ingilizceye gore degil, Turkceye
gore sekillenmis olurdu…
Konumuza, yani onermek istedigim yonteme, donelim:
“Olayi tartismak uzere ust duzey bakanlarin katildigi acil toplantiya
cagrilan Sivil Havacilik Bakani Huseyin, hava trafik kontrol merkezini
arayan bir kisinin, ucagin kacirildigini soylemesinin “yanlis alarma”
neden oldugunu soyledi.” (“Yanlis alarm korkuttu”, (3/10/2001, NTVNSMBC)
Bu karmasik cumlenin yapisini ogrencilerimiz icin en iyi sekilde
gorsellestirmeye calisalim. Yapiyi ayirdigimiz parcalari (ilk 3 kelimeyi
simdilik birakalim) asagidaki kaliba gore gosterelim:
+belirtili ozne
| tumlec
+eylem
Boylece elde ettigimiz kisa cumlelerin sayisi 7’dir. Bu kisa cumlelerin
bazilarinin diger cumlelerde ozne, nesne,… konumuna gectigini
gosterebilmek icin cumlelerimizi numaralayalim. Asagida bu numaralari
parcalarin karmasik yapinin icindeki yerine gore sectim (belki daha
uygun bir numaralama onerilebilir). Sifat-fiil ictumtesi (relative
clause) olusturulurken silenen bazi ogeleri de tekrar ekledim: 1’deki
“Sivil Havacilik Bakani Huseyin”, 2’deki “toplanti”, 4’teki “kisi”.
Aslinda co-referential (gonderim acisindan ozdes) olan ogelere ayni
endeksler de eklenebilirdi, ancak yontemi ogretim alaninda uygulamayi
amacladigim icin, ogrencileri fazla korkutmamak icin, bundan vazgectim:
1+Sivil Havacilik Bakani Huseyin
| acil toplantiya
+cagrildi
2+ust duzey bakanlar
| toplantiya
+katildi
3+ Sivil Havacilik Bakani Huseyin,
| “7”yi
+ soyledi.
4+kisi
| hava trafik kontrol merkezini
+aradi
5+ bir kisi
| “6”yi
+ söyledi
6+ ucak
+ kacirildi
7+ “5”
| yanlis alarma
+ neden oldu
Ayni numaralamayi kullanarak karmasik yapiyi simdi asagidaki gibi
gorsellestirebiliriz. Sozcukler satir satir olarak soldan saga dogru
okundugunda asil cumlemizi tekrar buluyoruz (bu yapinin ekraninizda
dogru gozukmesi icin Courier gibi “non-proportional” font secmeniz cok
onemli!):
1+(Sivil Havacilik Bakani Huseyin)
| 2+ust duzey bakanlarin
| | (toplantiya)
| +katildigi
| acil toplantiya
+cagrilan
3+ Sivil Havacilik Bakani Huseyin,
| 4+(kisi)
| | hava trafik kontrol merkezini
| +arayan
| 5+bir kisinin,
| | 6+ ucagin
| | + kacirildigini
| 7+ + söylemesinin
| | yanlis alarma
| + neden oldugunu
+ soyledi.
Fazla karmasik olmayan yapilarin gorsellestirilmesi icin ayraclarla
yetinilebilir:
Bir kisi, [ucagin kacirildigi]-ni söyledi
Ancak yapi cok karmasik olunca ayrac kullaniminin, dilbilimci olmayan
yabancilara Turkce ogretiminde bir cozum olamayacagi sanirim asagidaki
ornekten anlasiliyor:
[[Ust duzey bakanlarin katildigi] acil toplantiya cagrilan] Sivil
Havacilik Bakani Huseyin, [[[hava trafik kontrol merkezini arayan] bir
kisinin, [ucagin kacirildigini] söylemesinin] yanlis alarma neden
oldugunu] soyledi.
Anlattigim yontemle ilgili ne dusunuyorsunuz? Isterseniz ayrintilara
girebilirim.
Selam ve saygilarimla,
Johan Vandewalle
|» “Dilimizle İlgili Yazılar” Sayfasına Dön! « |
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
Anda,yazı çok güzel, güzelliği bir batılı dilbilimcinin Türkçe’yi övüyor olmasından değil. Demek ki, böyle batılı da varmış dedirttiği için güzel..
Bir de şu emperyalist millet ABD “Green card” reklamını almasan, Türkçe sitesine yakışmıyor ve uymuyor. Gözlerinden öperim sevgili andam.
Esenlikler..
A.Kutlu Ayyüce
GökTürkmen
GökTürkmen soydaşım,
Ziyaretin ve yorumun için çok teşekkür ederim. Türk dilinin gücünü bilen ve bunu inkar etmeyip hakkıyla anlatan bazı Batılı Türkologlar var ve bunların gerçekten Türkolojiye oldukça hizmetleri olmuş.
Reklamlar konusunda şöyle diyeyim: Bildiğin gibi ağelimize her gün binlerce konuk geliyor ve bunların sayısı her gün artıyor. Buna bağlı olarak sunucu masraflarımız da artıyor ve giderler bir “öğrencinin” bütçesiyle karşılanamayacak duruma geliyor. Anlayacağın bu güncenin varlığını devam ettirebilmesi için bir şekilde gelir sağlaması gerekiyor. Bunun için aldığım “Google Reklamları”nda hangi reklamın çıkacağı belli olmuyor. Sayfanın içeriğine göre çıkan reklamlardan, buraya da o denk gelmiş.
Ben şimdi “Green Card” reklamlarını bir daha çıkmayacak şekilde ayarlıyorum. Bu anlamda da için rahat olsun. (:
Yeniden görüşmek dileğiyle.
Esen kal andam…
Türkçe’nin içine son zamanlarda yabancı kelimeler eklemeye başladılar(Hatta ciddi boyutlarda yol aldılar). Siz de yabancı kelimeleri Türkçe yapısı içinde kullanmışsınız. Dilimizi yakın gelecekte kaybetmek üzereyiz. Durumun ciddiyeti çoğunluk tarafından anlaşılmasa da bu tehlike sürüyor. ‘Lise’ kelimesinden örnek verelim. İngilizce dilinde ‘lycee’ kelimesini ‘lise’ şeklinde dönüştürerek kullanıyoruz. Aslında Türkçe karşılığı ‘orta öğretim’ dir. Üniversite(Yüksek öğretim) için de aynı şey geçerli. Ve daha pek çok kelime.
İngilizce’nin evrensel dil olmasına bir itirazım yok. Hatta okullarımızda İngilizce eğitim verilmesini günümüz şartlarına baktığımda yararlı buluyorum. Ancak sanki Türkçe’ymiş gibi İngilizce kelimelerin uyarlanmasını zararlı buluyorum. Hangi kelime Türkçe, hangi kelime İngilizce çoğu zaman fark edemiyoruz bile. Bu da yavaş yavaş İngilizce’yi Türkçe’nin yerine koyup kullanmak anlamına geliyor. Bu da birinci kısımda bahsettiğim dilimizi kaybetme tehlikesini ortaya çıkarıyor. Sizin de dediğiniz gibi, dilimiz Türkçe aslında en zengin dildir özünde. Ancak Türk insanı olarak dilimizin yarısından fazlasını bilmiyoruz.
Yaptığınız çalışmalar için size teşekkür ederim.