Türkçe’deki Bozulma ve Yabancılaşma TBMM Gündeminde
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik‚ dilin milletin ortak paydalarından biri olduğunu belirterek‚ ”Türkçe’nin korunması gerektiğine inanıyorum‚ ancak yok oluyormuş gibi gösterilmesi de doğru değil” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda ”Türkçe’deki Bozulma ve Yabancılaşma Konusunda Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önerge” ele alınıyor. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik‚ önergeyle ilgili yaptığı konuşmada‚ dillerdeki alış verişin sadece Türkçe’ye mahsus olmadığını belirtti. ”Chip” kelimesine karşılık yonga bulunmuş‚ ”microchip”in yerine mikroyonga kullanılmış. Bir bilgisayarcı gördünüz mü yonga kullanan?” diyen Bakan Çelik‚ ”Bu Türkçe’ye mahsus değil. Bu bütün dünya dillerinin karşı karşıya bulunduğu bir şeydir. Bu sözlükte 17 bine yakın kelime var. Bilişim teknolojisi ilerledikçe yeni yeni versiyonları çıkacak. Merkez yerine center kullanılması elbette kulaklarımızı tırmalıyor‚ bunları gereksiz buluyoruz.
Bir şey Türkçeleşmişse Türkçe’dir. Meclis kelimesi orijinalde Türkçe olmayabilir‚ ama Türkçeleşmiştir. Ceket değil‚ hak‚ hukuk‚ kanun değil ama Türkçe’dir. Duru Türkçe’ye sonuna kadar evet‚ ama kuru Türkçe’ye sonuna kadar hayır. Türkçe’de şeref‚ haysiyet‚ itibar manasına gelecek 10-15 kelimeyi sıralayabiliriz. Bunları görmezlikten gelerek onur kelimesine sığdırırsanız‚ bu Türkçe’nin onuruna sığmaz.” dedi.
Başka dillerden kelime alınabileceğini kaydeden Bakan Çelik‚ ”Başka dillerden kelime alabiliriz. Burada ölçü şudur biz kendi damgamızı‚ markamızı basabiliyor muyuz. Dilin asli kodlarını koruyarak eğer başka dillerden kelime alıp kullanabiliyorsak bunda garipseyecek bir şey yok. Dil milletin ortak paydalarından biridir. Bizim ülkemizde dil bir çatışma alanı olarak maalesef nesillerin önüne sürülmüştür. İnsanlar kullandıkları kelimelere göre kategorize edilmiştir. Şu kelimeyi kullanıyorsa budur. Ben hayat kelimesini de kullanırım‚ yaşam kelimesini de kullanırım. Bu benim dilimin zenginliğidir. Türkçe’nin başka dillerin boyunduruğu altına girdiği‚ elden gittiği şeklindeki karamsar tabloya katılmıyorum. Ama yapılması gereken şeyler var mı‚ var. İnternetle birlikte bazı yapmamız gerekenler var. Küresel bir dünyada yaşıyoruz‚ etkileme‚ etkilenme ve etkileşim faaliyeti her zamankinden daha çok tesirini işlemektedir.
Türkçemizin güzelleşmesi‚ zenginleşmesi yeni nesillere en iyi şekilde aktarılması‚ çocuklarımıza kitap okumanın sevdirilmesi bu konuda ne varsa iktidar muhalefet ayırmaksızın Meclis olarak siz bize bazı önerilerde bulunursanız‚ tavsiye mahiyetinde bazı bilgiler bize getirirlerse‚ yol haritaları getirirlerse ona göre çalışmalarımızı düzenleriz. 100 temel eseri tespit ederken de amacımız buydu. Kendi klasiklerimizi‚ doğu klasiklerini‚ batı klasiklerini çocuklarımız okusun. En azından ilköğretimi‚ ortaöğretimi bitirirken 100 kitap okusun. Biz kelimelerle düşünürüz. Bir insanın düşünme kapasitesi kelimelerle sınırlıdır. Komisyon kurulmasından yanayız. Meclis’in iradesine saygılıyız.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Haberler – Türkcan
Ben de Türçe’nin yok olduğunu düşünüyorum ben bir 7.sınıf öğrencisiyim.İnternette bile mesajlaştığımız zaman buna bende dahilim resmen yabancı şeyler yazıyoruz.Türkçe’mizi korumalıyız.Git gide yakında “Küçük Amerika” haline geleceğiz…
Bence SAYIN HÜSEYİN ÇELİĞİN yaptığı açıklama yanlıştır.
Açıklamasında bu sorunun diğer ülkelerinde karşılaştığını söylüyor. Onlar karşılaşabilir ama biz karşılaşmamalıyız; çünkü biz Atatürk’ün çoçuklarıyız. Bizim onlardan bir farkımız olmalı. Türkçede çok büyük bir degişiklik var, bu sorunun üstünü bu şekilde kapatamayız bu sorunu çözmeliyiz.
Ben de Türkçenin yok oldugunu düşünüyorum. Ben 7. sınıf ögrencisiyim ögretmenimiz nimet ögretmenim gittikçe dilimiz Türkçeyi tanıyamıyacak hale geleceğiz. Bunun icin dilimizi kurtarmak için bir önlemler almalıyız. Ben nesrin hanıma katılmıyorum.