Türkçeye Giren Yabancı Sözcükler ve Otel Adları
(Yrd.Doç.Dr. Bedri Aydoğan)
Türkçenin son yıllardaki en büyük sorunu, bünyesine aldığı yabancı sözcüklerdir. Yeni binyılın başında sayıları inanılmayacak kadar artan bu sözcüklerin bir kısmı kimi zorunluluklar nedeniyle dile girmektedir. Bu nedenle onların kabullenilmesi, memnuniyet ifadesi değil, zorunluluğun getirdiği bir katlanış olarak değerlendirilmelidir. Diller arasında bir alış veriş olduğu da yine çoğunluğun kabul ettiği bir görüştür. Diller birbirinden sözcük alır ve verirler. Bu yolla da yabancı sözcükler, birbiriyle ilişki içinde bulunan dillere girmektedirler. Ancak sözünü ettiğimiz alış verişte bir sınır, bir ölçü olmalıdır. Yüzlerce sözcük engel tanımadan dile girer ya da alınırsa sınır aşılmış, ölçü ve denge yitirilmiş olur. İşte günümüzde bu denge Türkçe aleyhine bozulduğundan dil kirlenmesi, dilde yabancılaşma gibi kavramlarla ortaya konulan bir sorun karşımıza çıkmıştır. Dilimiz yabancı sözcüklerle kuşatılmış ve neredeyse istilâya uğramıştır.
Bu durumdan kurtulmanın yolu, istilânın nedenlerini bulmak ve gerekli önlemleri almaktan geçmektedir. Nedenler arasında yabancı sözcüklere gösterilen büyük eğilimi sayabiliriz. Toplumumuzda yabancı sözcüklere karşı eğilim yeni değildir. Önce Arapça ve Farsçaya eğilim göstermiş, Arapça ve Farsça sözcükler, hatta kurallar almıştık. Bunun dilimiz üzerindeki olumsuz etkilerini aydınlarımız, yazarlarımız farketmiş, dilde sadeleşmeyi bir ilke olarak benimsemişlerdi. Batı ile ilişkilerimizin başlamasıyla, bu kez de Batılı sözcükler Türkçeye girmeye başladı. Batılılaşma çabalarının çok arttığı bir dönem olan Tanzimat’ta, Batı dillerine olan ilgi de artmış ve daha çok sayıda Batı kaynaklı sözcük dilimize girmeye başlamıştır. Yabancı sözcüklerin girişi, Cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak 1950’lere kadar olan sürede azalmıştır. Türk Dil Kurumu, Türkçenin sadeleşmesi ve yabancı sözcüklerden arınması yolunda büyük çaba göstermiş ve başarı kazanmıştır. Ancak son yıllarda teknolojinin gelişmesi, iletişimin güçlenmesi gibi nedenlerle yabancı sözcüklerin oranı hızla artmıştır. Yaşadığımız son on yılda ise, bu artış katlanmalı olmuş ve bugün korkutucu boyutlara ulaşmıştır.
Osmanlı İmparatorluğunda bilim dilinin Arapça olması, dilimizi sıkıntıya sokan nedenler arasında yer almıştı. Bilindiği gibi terimlerin çoğu Arapça idi. Bugün bilim dili Arapça değil. Bilim alanında, Batı dilleri, özellikle İngilizce egemenliğini kurmuş durumdadır. Bu kez de terimler İngilizce üzerinden dile girmektedir. Sonuç değişmemiş, yön ve etkileyen dil değişmiştir.
Felsefe, sanat, kültür alanında dünyada büyük gelişme ve değişimler yaşanmaktadır. Bu gelişmeler ülkemizde de bilinmekte, izlenmekte ve uygulanmaktadır. Yenilik ve gelişmelerin bilinmesi iyi, dilimize yabancı sözcüklerin girmesine yol açması kötüdür. Anılan alanların, artık sadece terimleri değil, başka söz varlıkları da dilimize taşınmaktadır.
Bu gelişmeler ister istemez halkta bir bezginlik ve moral çöküntüsü yaratmıştır. Bazı koşul ve çevrelerin etkilemeleri, Türkçeyle bilim, felsefe yapılamaz, Türkçenin güçsüzlüğü buna engel oluyor düşüncesini insanlara benimsetmiştir. Elbette, güçlü bir dil bilinci olanlar buna karşı durmaya çalışmaktadırlar.
İletişim alanındaki gelişmeler dünyayı evimize taşıdı. Televizyon aracılığıyla pek çok ülke, ulus ile onların kültürlerini tanıdık. Hatta yabancı televizyon kanallarını izleyerek dillerini de tanımaktayız. Bu dillere karşı ilgimiz de arttı. Oradan, önce kişisel sözlüğümüze, onun aracılığıyla ortak dilimize yeni sözcükler kattık. Hiç girmemesi gereken sözcükler bile bu yolla günlük dile taşınmaya başlandı.
Teknoloji ise dilimizi en çok zorlayan alan oldu. Dünya büyük bir teknolojik gelişme yaşadı. Her alanda gerçekleşen yeni buluşlar, yeni ürünler günlük yaşamımıza girdi. Bu yeni ürünlere hemen karşılıklar bulunamadı. Onları gümrük kapılarında durduramadık. Böyle olunca ürünler adlarıyla birlikte geldiler. Zaman içinde bunların bir kısmını Türkçeleştirdik. Ama giriş öyle hızlı oldu ki ne yazık ki yenildik.
Herkesin inanması gerekir ki, bu geçici bir yenilgidir. Biz duyarlı ve bilinçli olursak, istilâya karşı savaşırsak, mutlaka başarılı oluruz. Önemli olan ulusumuza moral vermek; Türkçenin işlenmeye açık bir dil olduğunu, zayıflığın dilin yapısından ve olanaksızlıklarından değil, insanların duyarsızlığından kaynaklandığını anlatmaktır. Anlatmakla yetinmeyip Türkçenin gücüne ve yeterliliğine inandırmak da gerekmektedir. Bilimde, teknolojide, sanatta, kültürde, ekonomide, topluca her alanda dilimiz geliştirilebilir, her ürüne, her kavrama karşılıklar bulunabilir. Önemli olan insanların dikkatlerini bu noktaya çekmek, bir duyarlılık ve bilinç yaratmaktır. Bu duyarlılık ve bilinçle Türkçenin düze çıkması yolundaki çaba ve çalışmalar hızlanacaktır.
Bu konuda bir örnek vermek istiyorum. Koltuk takımı, kanepe gibi ev eşyaları üreten bir firma bakın ürünlerine hangi adları vermiş. Oturma gruplarını adlarını sıralıyorum: Kansas, Manhattan, Florida, Dallas, Gloria, Royal, Boston. Görüldüğü gibi bunların çoğu yer adları. Halılarıyla, Bünyan, Ladik, Hereke’yi dünyaya tanıtmış bir ülke oturma gruplarına, koltuk takımlarına böyle adlar veriyor. Bunun yerine Erzurum, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Urfa deseydik ne yitirirdik.? Garipliğe bakın ki Türk halkına sunulan eşyalara yabancı ad veriliyor.
Bu yazıda otel adlarından söz etmek istediğimden başka alanlardaki örnekleri artırmayacağım. Türkiye turizmde büyük gelişme gösterdi. Ülkemiz yatak sayısı açısından zenginleşti. Beş yıldızlı tatil köyleri ve otellerimizin sayısı inanılmayacak kadar arttı. Üstelik bu tesisler dünyanın en genç tesisleri. Turizmde tesislerin yaşı da çok önemli. Kısacası otelcilik alanında dünya standartlarını yakalamış durumdayız. Her şey iyi, güzel, ama bu otellerin adlarının çoğu yabancı. Her yıl ülkemize gelen milyonlarca turist ne yazık ki Türkiye’ye geldiklerinden habersizler. Onlar Antalya’ya geliyorlar. Antalya’yı İspanya, Yunanistan’la bir görüyorlar ve onlar gibi bir ülke, bir devlet sanıyorlar. Çünkü turist getiren kuruluşların ilan ve reklâmlarında Türkiye yerine daha çok Antalya adına yer veriliyor. Antalya’da kaldıkları ve karşılaştıkları otellerin adları ise Türkçe olmadığından Türkiye’de olduklarının farkında olmuyorlar. Eğer siz otellerinize yabancı adlar verirseniz, elbette ülkenizi tanıtamazsınız. Oysa adlar da bir simgedir. O simgeyle insanların zihnine yerleşebilirsiniz.
Girit’teki otellerin adlarının Athina Palace, Apollonia Beach, City Hotels olmasında anormal bir durum yoktur. Kıbrıs’ın uluslararası bir yer olarak tanındığını herkes bilir. Ekonomisi turizme dayanan Kıbrıs’ta pek çok otel var. Sözünü ettiğimiz uluslararasılık nedeniyle Türk kesimindeki otellerin adlarının da yabancı olması bir dereceye kadar anlayışla karşılanabilir. Ayrıca bunların bir kısmı da siyasal olarak şimdi olmayan ortak Kıbrıs devletinden kalma. Adapullo, Club Lapethos, Dedeman Olive Tree, Deniz Kızı Otel, Deniz Kızı Royal, Dome Otel, Dorona Hotel, Grand Rock,Jasmine Court, Salamis Bay Kıbrıs’taki otellerden birkaçının adıdır. Deniz Kızı Otel dışındakilerin hepsinin adı yabancı. Bunun da adının Deniz Kızı Oteli olarak yazılması daha yerinde olurdu. Tamlamadaki iyelik eki yazılmamış. Şimdi kendimize Türkiye’deki otellerin adı yabancı olursa anlayışla karşılar mıyız sorusunu soralım. Bunu anlayışla karşılamak sanırım mümkün değil. Peki gerçek ya da durum nedir? İşte bunu belirleyebilmek için sizlere gazete ilanlarından derlediğim bir liste sunuyorum. Bu liste abece düzenine uygun olarak verilmiştir. Bu tesislerin bazıları tatil köyüdür. Onları özel olarak tatil köyü diye ayırmadık. İlanlardaki yazılışları koruduğumuz için adlardaki kimi yanlışlar bize ait değildir. İlanlarda adlarının önünde club ve hotel sözcükleri olan tesisleri ayrıca sıraladık.
Abant Palace Admira Otel Adora Golf Resort Aegean Holiday Village Ağaoğlu My Resort Alara Hotels Alara Park Alara West Alba Resort Hotel Aldiana Alinda Altın Yunus Hotels Altis Golf Ananas Antbel Hotel Apex Otel Aphrodite Aquapark Otel Aras Otel Armonia Art Corinthia Asteria Atrium Hotel Ayma Balami Resort Caria Holiday Resort Clup Akdeniz Corinthia Art Hotel Çolakoğlu Dedeman Olive Tree, Girne Eden Beach Hotel Fantasia Gloria Hakan | Hotel Berk Hotel Berk Complex Hotel Bilkent Hotel Clup Phokaia Hotel Falez Hotel Faustina Hotel Florium Resort Hotel Grand Azur Hotel Greenland Hotel İmbat Hotel Labada Pine Park Hotel Munamar Hotel Oreo Hotel Paşa Beach Hotel Patara Prince deluxe Hotel Samara Hotel Saphir Hotel Sea Gull Hotel Sillyum Hotel Smmra Hotel Turquoise Hotel Varuna Hotels Vista & Majesty Ilıca Hotel Kartal Yuvası La Perla Ma Biche Naturland Park Metropol Petro Clup Regal Resort Salamis Bay Conti Resort Hotel, Magosa |
|» “Türkoloji Mak. – Genel” Sayfasına Dön! « |
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
bu site çok güzel bilgiler var
Çok beğendim. Çok güzel bir site çok iyi bilgiler var. Gerçekten de Türkçe’mize sahip çıkalım. Atalarımıza verdiğimiz sözleri tutamadık. Hala çok geç değil. Bir şeyler yapabiliriz.
Site gerçekten çok güzel ve başarılı.Türk dilinde çok fazla yabancı sözcük var üstüne üstlük msn’de de yanlış Türkçe yazımları iyi olmuyor.Başarılarınızın devamını dilerim… SAYGILAR…
Site gerçekten çok güzel ve başarılı.Türk dilinde çok fazla yabancı sözcük var üstüne üstlük msn’de de yanlış Türkçe yazımları iyi olmuyor.Başarılarınızın devamını dilerim…
Çok güzel bir site ya bayıldım bu siteye. Süper bilgiler var ve çok açıklayıcı şeyler yazıyor okumanızı tavsiye ederim. İnşallah Türkçemize iyi bakarız hiç olmazsa bir katkıda bulunmuş da oluruz değil mi arkadaşlar.
Okumayı ve araştırmayı sevmeyen bir milletten diline sahip çıkması ne kadar beklenebilir ki.
çok güzel olmuş ödevimi yapabildim
Bence iğrenç bir site.
Türkçemizi korumak için ilk önce kendimiz Türkçe konuşmalıyız
Türkçemizi korumak için ilk önce biz Türkçe konuşmamız gerekir.
gerçekten çok güzel
derya, herkes bu sitenin çok güzel olduğu kasnısında,sen beğenmiyosan beğenme ama daha iyisini yapta görelim
Çok beğendim tebrikler.
çooook İYİ BİR SİTE
çoook iyi bır yazı
Ellerinize sağlık.güzel bir makale…teşekkürler.