II. Kyrus (Keyhüsrev)’un yönetiminde İran merkezli kurulan Persler, kısa zamanda sınırlarını, doğuda Hindistan ve Orta Asya’ya, batıda Trakya’ya, kuzeyde Kafkasya’ya, güneyde Mısır’a kadar genişlettiler.
Anadolu’nun batısına doğru ilerleyen Persler, Lidyalılara son vererek Anadolu’nun hemen hemen tamamı na hâkim oldular.
Perslerin Anadolu’da sağladıkları siyasi istikrar sayesinde bölgede ticaret gelişmiştir.
Pers İmparatorluğu tahıl, dokuma ve canlı hayvan gereksiniminin büyük bir bölümünü Anadolu’dan sağlıyordu. Pers egemenliği Anadolu’da iki yüz yıl devam etti.
Persler, Anadolu’yu satraplıklara (eyaletlere) ayırdılar. Satraplıkların başında hükümdarın seçtiği, bir ölçüde bağımsız olan yöneticiler (satrap) bulunurdu.
Pers egemenliği MÖ 333’te Büyük İskender tarafından yıkılınca, Anadolu’nun büyük bölümünde Helenistik Dönem adı verilen yeni bir dönem başladı.
2. İskender İmparatorluğu
Makedonya Devleti, MÖ VII. yüzyılda Yunanistan’ın kuzeyinde kurulmuştur. Makedonya’nın güçlenmeye başlaması II. Filip dönemindedir. II. Filip öncelikle düzenli bir ordu kurdu.
II. FilipYunan site devletlerinin birbirleriyle olan mücadelelerinden yararlanarak Helen Birliği’ni kurdu ve tüm bu sitelerin Makedonya egemenliğini tanımasını sağladı.
II. Filip, Perslere karşı düzenleyeceği seferin hazırlıklarını sürdürürken öldürüldü. Yerine geçen oğlu Büyük İskender, babasının bu projesini gerçekleştirmek üzere Çanakkale Boğazı’nı geçerek, MÖ 334’te Granikos (Biga Çayı) Irmağı kıyılarında Perslerin öncü kuvvetlerini yendi. Daha sonra İskender, Anadolu’daki Yunan sitelerini yönetimi altına aldı. Akdeniz kıyılarının fethine çıkan İskender ve ordusu, İssos (Hatay’ın Dörtyol ilçesi yakınında Deliçay kıyısı) çevresinde Pers imparatoru Darius’u yenilgiye uğrattı ve Anadolu’daki Pers egemenliğine son verdi. (MÖ 333)
İskender, daha sonra Suriye ve Filistin üzerinden Mısır’a girdi.
Hayber geçidini aşarak Hindistan’a giren İskender geri dönerken Babil’de öldü. (MÖ 323)
Büyük İskender’in bu seferleri sırasında, eski Yunan uygarlığı ile Doğu uygarlıkları etkileşim içine girdi.Onun kültür politikası, Doğu dünyasının düşüncesine saygı duyarak, Doğu ile Batı’nın kültürel birliğini sağlamaktı.
Helenistik Dönem’de matematik, astronomi, tıp, felsefe gibi bilim dallarında da büyük gelişmeler yaşandı. Antakya, bu dönemde bilim ve kültür merkezi durumuna geldi.
Büyük İskender’in ölümünden sonra, kurduğu imparatorluk parçalandı ve toprakları üzerinde çeşitli krallıklar kuruldu.
Büyük İskender Persleri mağlup ederek İran coğrafyasına hâkim olmuştur.
Siyasi tarih açısından Anadolu’nun en karışık dönemlerinden birisi, Selevkosların buraya egemen olmasıyla başlamıştır.
Kuzeybatı Anadolu’da Bitinya Krallığı, Karadeniz’in güney kıyılarında Pontus Krallığı, Orta Anadolu’da Kapadokya Krallığı ve Batı Anadolu’da Bergama (Pergamon) Krallığı kurulmuştur.
MÖ 330–30 yılları arasında süren Helenistik Dönem boyunca Bergama, Efes, Millet gibi kentler, o dönemde dünyanın belli başlı kültür merkezleri durumuna geldiler. Özellikle Bergama kralları; bilime, edebiyata ve sanata büyük önem verdiler. Bergamalılar, 200.000 eserin bulunduğu bir kütüphane yaptılar. Ayrıca Mısır papirüsünün yerini tutmak üzere yeni bir cins kâğıt ürettiler.
Bu dönemde saraylar, tapınaklar, sağlık merkezleri, tiyatrolar gibi büyük eserler yapıldı. Bunlar arasında en önemlisi Zeus Tapınağı’dır. Bu tapınak, 19. yüzyılın sonlarında Almanlar tarafından yapılan kazılarda ortaya çıkarılmış ve Berlin’e götürülerek özel bir salonda yeniden kurulmuştur.
MÖ 133’te Bergama Krallığı’na son veren Romalılar, uzun savaşlardan sonra Anadolu’ya egemen oldular.
3. Roma İmparatorluğu
İtalya’da kurulan Roma uygarlığı, adını buradaki Roma kentinden almıştır.
MÖ 753 yılında Romulus tarafından kurulan Roma’nın siyasi tarihi; krallık, cumhuriyet ve imparatorluk dönemi olarak üçe ayrılır.
Romalıların en güçlü oldukları dönem Cumhuriyet Devri’ne denk gelmiştir.
Batı Akdeniz’i ele geçiren Romalılar, zamanla Makedonya, Suriye ve Mısır’ı da alarak Doğu Akdeniz’e hâkim oldular.
İmparatorluk yönetiminde senato ve meclislerin etkinliği azalmış, buna karşılık imparatorların yetkileri giderek artmıştır. Bu dönemde ülke sınırlarının genişlemesine rağmen çöküşün emareleri görülmüştür.
Hristiyanlık halk arasında yayılmaya başladı. Hristiyanlık, 313 yılında Milano Fermanı ile serbest bırakıldı ve 381 yılında Roma’nın resmi dini olarak kabul edildi.
Roma İmparatorluğu 395’te Batı ve Doğu diye ikiye ayrıldı. Batı Roma İmparatorluğu 476’da, Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu 1453’te yıkıldı.
Doğu Roma İmparatorluğu Anadolu’nun büyük kısmına egemen oldu. Romalılar döneminde Anadolu’da Antakya, İzmit, İznik, İstanbul gibi kentler büyüdü ve gelişti. Kentlerde büyük binalar, stadyumlar, agoralar, tiyatrolar, hamamlar ve büyük kütüphaneler yapıldı.
Roma lejyonerleri
Türkiye’de Roma İmparatorluğu dönemine ait pek çok eser bulunmaktadır. İstanbul’da Bozdoğan Su Kemeri, Çemberlitaş, Ankara’da Augustus (Ogüst) Mabedi, Roma Hamamı, Antalya yakınlarında Aspendos Tiyatrosu bunlar arasındadır.
4. Bizans İmparatorluğu
Bizans surları İstanbul’un ele geçirilmesini zorlaştırmıştır.
Kavimler Göçü başladığı sırada, Roma İmparatorluğu, sınırlarını koruyacak durumda değildi. İmparator bulunan Büyük Teodosius, imparatorluğu iki oğlu arasında paylaştırdı; büyük oğlu Arkadius’a doğu ülkelerini (Balkan yarımadası, Ege adaları, Anadolu, Suriye, Filistin, Mısır), küçük oğlu Honorius’a da batı ülkelerini (İtalya, Galya, Kuzey İspanya, Batı Afrika ve Trablusgarp’ı) verdi.
Doğu Roma’nın başkenti İstanbul, Batı Roma İmparatorluğu’nun başkenti ise Roma idi.
Bizans İmparatorluğu’nda on iki sülâle hüküm sürdü.
İmparator Justinianos (Jüstinyen) döneminde Akdeniz, Bizans gölü hâline geldi.
Bizans İmparatorluğu, VII. yüzyılda Arapların akınlarıyla karşılaştı. Arapların akınları, zaman zaman Bizans (İstanbul) kapılarına kadar dayandı.
İmparatorluk, XI. yüzyıldan itibaren zayışamaya başladı.
1453 yılında Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet, Bizans İmparatorluğu’na son verdi.
Bizans dönemi sanatı, eski Helenistik ve Doğu sanatlarından etkilenerek oluşmuş ve gelişmiştir.
Anadolu’da Bizans döneminden kalma eserlerin en önemlileri İstanbul’da bulunmaktadır. Bunların başlıcaları: Ayasofya, Hora Kilisesi (Kariye Camii), Yerebatan Sarnıcı, Aya İrini Kilisesi, Binbirdirek Sarnıcı, İstanbul surları ve su kemerleridir.