Uğur Cebeci
(Hayatı – Biyografisi)
O, çok ciddi bir türbülans sırasında jumbo jete kumanda ediyormuşçasına, herkesin saçını başını yolduğu anlarda soğukkanlılığı elden bırakmaz. Flap düğmesine basar gibi telefonu tuşlar ve işi halleder. BİLİYORUM, itiraf etmeyi asla ve asla kendisine yediremeyecektir ama adım gibi eminim ki, eğer Uğur Cebeci’nin şu Hürriyet gazetesinde çekindiği tek bir insan varsa, iftiharla söyleyeyim, o da benim! Neden mi?
Neden olacak efendim, uçak kabinindeki ”mesul pilotluğu” bana öyle kolay kolay sökmez… Ne kalkışta, ne seyirde, ne de inişte lövyeyi ona bırakırım.
Tamam, havacılık konularını günlük gazetede süper güzel vülgarize ederek bir ilke imza atan Cebeci’nin bu branştaki engin bilgisi kendisinin semayı delice sevmesinden; benimse tam tersine, daima korku boku Selanik uçtuğum için bindiğim herzeleri en ince ayrıntısına kadar öğrenmek manyaklığından kaynaklanıyor olabilir. Neyi değiştirir? Nihayetinde ben de ”uzman”ım(!)
Yok Airbus’ı 380 tipiymiş, yok Boeing’in iniş takımıymış, yok Swissair iflas nedeniymiş, tetikte bekliyorum. ”Kokpit” sayfasında en ufak bir açığını yakalayayım, alimallah F-16 jetiyle üzerine pike yapıveririm.
Titre Uğur ve derhal şu ”check” listesini yeniden gözden geçir!
*
Şaka bir yana, gazetenin en temel direklerinden birisi olan ve zaten şimdi de terfi mevkiini Doğan Haber Ajansı’nın genel müdürlüğüne vardıran Uğur Cebeci, çekirdekten yetiştiği mesleki hayatta da tam anlamıyla bir ”mesul pilot”tur.
Mesul pilot, sanki gerçekten de çok ciddi bir türbülans sırasında ”Jumbo Jet”e kumanda ediyormuşçasına, herkesin saçını başını yolduğu anlarda bile iyimserliği; herkesin telaştan tavana zıpladığı anlarda bile soğukkanlılığı elden bırakmaz. Flap düğmesine basarmışçasına önündeki sayısız telefonlardan birisini tuşlar ve iş hemen hale yola girer. Olay türbülansı sukunete kavuşur.
Üstelik, Uğur Cebeci’nin en sevdiğim yönlerinden birisini de, yukarıdaki ”cool” tarzını ultra profesyonel Amerikalara özgü biçimde uygulamasıdır.
Koltuğa yaslanır, masaya ayak uzatır ve hiç hiyerarşi gözetmeden karşısındakiyle konuşur ki, onun bu halinde hem kendisine, hem de muhatabına karşı komplekssizlik vardır.
Amerikan dedim de aklıma geldi, zaten benim Cebeci’yle olan ortak yanım yalnız uçak hastalığından muzdariplikle sınırlı değil… Bir de New Yok var!
İkimiz de ”kainatın başkenti”ne deli divaneyiz.
Fakat, kendisi bu konuda da yine benden kat be kat daha şanslı…
Mahdum beyimiz Bulut şimdi kocaman delikanlı kategorisine girdi ve Yeni Dünya’da mimari eğitimi görüyor ya, bizimkisi mutlaka bir bahane uydurur ve eşi Güliz’i kaptığı gibi, pır, soluğu dünyanın en muhteşem şehrinde alır.
*
Ancak bu arada, 11 Eylül’de FBI ajanları tarafından karga tulumba edilmesi gibi, başından vukuat geçebilir. Haber müdürünün bizzat kendisi ”haber” olur.
N’apim, mesul ben değilim… Zira defalarca, ”sakın bensiz aşağı Manhattan’da fink atmaya kalkma, New York fakirden sorulur” diye uyardım, tınmadı.
Tenezzül buyurmadı ve kainatın başkentine bir kez bile beraber gitmedik.
Neyse, gelecek sefere sevgili mesul pilot…
Ve unutma, Neawark havaalanına doğru irtifa kaybetmeye başladığımızda Kokpit’teki komutu ben alacağım…
| » Biyografiler – Kim Kimdir Sayfasına Dön! « |
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
Biyografi, Biyografiler, Yaşam Öyküleri, Kim Kimdir?, Biyografi