İpek Ongun'un kaleme almış olduğu Yaş On Yedi adlı öykü hikâye tarzında yazılmış olan kitap, 235 sayfa olup 2014 yılında yayınlanmıştır. Yaş On Yedi romanı toz pembe ve boş romantik hayalleri değil, toplumun orta sınıf semtlerinde yaşayan gençlerin gerçek hayat mücadelesini ve içinde bulunduğu durumu ele almaktadır. Kitap hem aile hem de okul hayatındaki sorunları realist bir bakış açısı ile lakin umutsuzluğa düşmeden, sağlıklı ve olumlu bir yaklaşımla veren bir üsluba sahiptir.
Kitapta gerçek yaşam parçalarının yanı sıra gülmece ögeleri de serpiştirilmiştir. Lise çağındaki gençler için hem edebi hem de eğitici değere sahip olan 21. yüzyıl popüler yazarlarından olan İpek Ongun; Yaş On Yedi romanı yayınlandığı yıl çok satanlar listesinde üst sıralarda yer almıştır.
Kitapta liseli gençlerin ve bu gençlerin bulunduğu ortamların anlatılmasına rağmen argo kelimelerin kullanılmamış olması kitabın değerini yükselten ilkelerden biridir. Kitapta özetle hayatta umutsuzluğa kapılmamak ve dik durarak hayat mücadelesini sürdürmenin yöntemi anlatılmıştır.
Lise çağlarında ailesi ile sorunlar yaşayan Bahar ve Serdar adlı iki gencin yaşam mücadeleleri, bu mücadele sonunda almış oldukları olumlu kararlar ile hayatlarını bir düzene sokmaları konu edilmiştir. Romanda ayrıca lise çağındaki gençlerin hassasiyetleri, içinde bulundukları ruhsal durumlar, hayata ve olaylara karşı bakış açıları anlatılmıştır.
Hayatımızın gençlik yıllarında ve hayatımızı yönlendireceğimiz yıllarda karşımıza çıkan çeşitli sorunlarla mücadele etmeyi öğrenmeliyiz. Bu mücadele çevremizdeki insanlara karşı olumlu davranışlar göstererek, hayat amacımızdan kopmayarak ve geleceğe dair ümitlerimizi kaybetmeden yapılırsa sonunda başarıya ve mutluluğa ulaşacağımız sonucu çıkmaktadır.
Lise son sınıfta öğrenim gören Bahar, ela gözlü güzel ve genç bir kızdır. Annesi geçirdiği ameliyattan sonra ani bir beyin kanaması neticesinde hayatını kaybetmiştir. Babası ve kardeşi Hakan'la birlikte yalnız yaşamaya başlamıştır. Bahar'ın babası annesinin bu ani ölümüne daha fazla dayanamamış, kendi içine kapanık bir adam olmuştur. Babası Bahar'la konuşmayı da kesmiştir. Bahar da bu ölüm sebebi ile babası ile birbirlerine daha fazla destek olmaları gerektiğini düşünmektedir. Babasından beklediği bu desteği göremeyen Bahar yıkılmıştır.
Bahar'ın halası ise erkek kardeşine yardım etmek maksadıyla onların evine bir müddet yatılı misafir olarak gelmiştir. Halasının onlara gelmesi Bahar'ı daha da yıpratmıştır. Zira Bahar halası ile pek geçinemez ve sürekli tartışma halindedirler. Bahar'ın bu zor zamanlarında en büyük destekçileri kedisi Badem ve en yakın arkadaşı Sevgi'dir. Bahar arkadaşı Sevgi sayesinde okula gittiği ilk günü kolay bir şekilde atlatmıştır.
Diğer yandan Bahar'ın gerçekten çok anlayış sahibi arkadaşları vardır. Hepsi Bahar'a elinden geldiğince yardım etmektedirler. Mine, Sevgi, Eşref, Volkan, Keriman, Serdar ve Derya. Bu kişiler, Bahar'ın okuldaki sevdiği arkadaş grubudur.
Bahar'ın arkadaşlarından Derya, güzelliğine önem veren, zayıf ve uzun boylu bir kızdır. Bir manken gibi alımlıdır. Bu özellikleriyle Derya grup içindeki en dikkat çeken kız haline gelmiştir.
Bahar'ın diğer bir arkadaşı Sevgi'yse sınıfın en çalışkanlarından olup orta boylu bir kızdır. Bahar'ında bu grup içerisindeki en yakın arkadaşıdır. Eşref ve Volkan birbirlerinden ayrılamayan samimi bir ikilidir. Beraber yaptıkları muziplik ve esprilerle grubun en eğlenceli çocuklarıdır. Grubun diğer bir üyesi Keriman da sürekli hayaller kuran, aşk romanları okuyan ve hayal dünyasında yaşayan bir kızdır.
Serdar Bahar'ın ilgi duyduğu ve yan sınıfta okuyan bir gençtir. Çok yakışıklı değildir ama sempatik tavırlara sahiptir. Bahar gibi Serdar da ailesi ile sorunlar yaşamaktadır. Annesi ile babası sürekli kavga halinde ve geçinememektedirler. Serdar bir lise öğrencisi olarak bu durumdan olumsuz etkilemekte ve derslerine kendini verememektedir. Bir gün Serdar Bahar'ı yağmurlu bir havada motosikleti ile evine kadar götürmüştür. Bahar o günden sonra Serdar'a karşı giderek ilgi duymaya başlamıştır.
Eşref okulda eğlence ve macera denilince akla ilk gelen kişi idi. fizik dersi sınavının yaklaştığı bir gün Eşref, hocanın sınav notlarını aşırmayı başarmış, sınıf arkadaşlarına bunları vermiştir. Bahar bunun doğru bir davranış olmadığını düşünerek sınav notlarını kabul etmemiştir. Sınav günü gelip çattığında sınavdan 100 puan almayı uman Eşref, soruları görünce çok şaşırır. Çünkü hoca soruların çalındığını fark etmiştir. Sınav sonuçları ilan edildiğinde fizik hocası Eşref'in sınav kâğıdına kocaman 0 çizerek ortasına kaş ve göz çizmiş, altına da “Ava giden avlanır.” cümlesini yazmıştır.
Bahar okulda çok güzel ve eğlenceli günler geçiriyor ancak evde sürekli sorunlar yaşıyordu. Bir gün sofrada yemek yeme sırasında halası Bahar'ı babasına şikâyet eder. Evde Bahar'ın ona hiç yardım etmediğinden bir işin ucundan tutmadığında söz ederek Bahar'ı zor durumda bırakır. Bahar babasından iyi bir azar yer ve üzülerek odasına gidip ağlar.
Bu sıkıntılardan çok fazla bunalan Bahar, Serdar ile beraber sahil kıyısında çay içerler. Birlikte birbirlerine sorunlarını anlatırlar. Serdar da ailesi tarafından yaşadığı sorunlar sebebiyle derslerine verimli çalışmadığını, bu sebepten sınavda kopya çektiğini utanarak dile getirmiştir. İkisi de birbirlerine ailevi ve kişisel sorunlarını anlatmıştır. Bahar Serdar'a içinde bulunduğu bu durumdan dolayı destek olmuştur. Onların koyu bir muhabbet içinde olduğunu gören bir garson “gençliğin haline bak” diyerek onların sorunsuz ve eğlence içinde oldukları intibaını ifade etmeye çalışmıştır. Aslında Serdar ve Bahar sorunlar içinde büyüyen iki gençtir.
Bahar babası ile arasındaki sorunlar sebebiyle ondan harçlık isteyemez hale gelmiştir. Bu durumu bilen Serdar Bahar'ın çalışkan bir kız olduğunu farkındadır ve Bahar'ın küçük çocuklara matematik dersi vererek para kazanmasını ve harçlığını çıkarmasın önermiştir. Bu durum Bahar için de mantıklı gelmiş ve Bahar artık ilkokul çocuklarına ders anlatarak para kazanmaya başlar.
Bir gün Bahar teyzesinden gelen bir davet sebebi ile annesinin yakından arkadaşı olan Handan Hanım'ı ziyaret etmeye karar vermiştir. Güzel bir şekilde giyinip Handan Hanım'a giden Bahar, orada kendisini oldukça rahat hissetmeye başlamıştır. Handan Hanım ise oldukça anlayışlı ve alçak gönüllü bir kadındır. Handan Hanım ile Bahar saatler boyunca sertleşerek konuşmuşlardır.
Bahar halasından ve babasının ona karşı koymuş olduğu mesafeden bahsetmiştir. Handan Hanım Bahar'ın anlattıklarını soğukkanlı ve kararlı bir şekilde dinleyerek Bahar'a akıl vermiştir. Handan Hanım Bahar'a halasına karşı daha hassas davranmaya çalışması ve onu memnun etmek zorunda olduğunu ifade etmiştir. Aksi halde Bahar eve dönmeyecektir. Babası için de Bahar'ın anlayışlı olması gerektiğini ve ona biraz zaman taraması gerektiğini anlatmıştır.
Bahar Handan Hanım'dan dinlediği bu nasihatleri uygulamaya karar vermiştir. Artık eve dönme saatinin geldiğini anlayan Bahar eve dönüş yolculuğuna başlamıştır. Bahar Hanım'la geçirdiği saatler ona çok iyi gelmiştir.
Bahar'ın yakın arkadaşlarından olan Keriman, Ahmet isminde bir çocuğa âşık olmuştur. Keriman'ın ailesi bu ilişkiye itiraz etmiş, bu sebeple kızlarına şiddetle karşılık vermişlerdir. Bu durumdan sıkılan Keriman, Ahmet ile kaçma kararı almıştır. Derya, Ahmet ile Keriman'ı terminalde görünce hemen Bahar'a haber vermiş, Bahar da okulun müdür yardımcısı Nurcihan Hanım'a durumu anlatmıştır. Bahar, Derya ve Nurcihan Hanım birlikte terminale giderler ve Nurcihan Hanım Keriman ve Ahmet'i terminalde görür. Gençlerle anlayışlı bir şekilde konuşmaya çalışan Nurcihan Hanım bu davranışlarıyla kızları şaşkınlık içinde bırakmıştır. Keriman bu nasihatler sonucunda yapacağı yanlış davranıştan kurtulmuş ve okuluna dönmüştür.
Yine günlerden bir gün Bahar okuldan eve dönünce kedisi Badem'i görememiştir. Her gün onu evde karşılayan kedisi o gün evde yoktur. Kedisini saatlerce sokakta arayan Bahar, karşılaştığı herkese kedisini sormuş ve görenlerin kendisine haber vermesini istemiştir. Akşama kadar kedisini arayan Bahar, eli boş bir şekilde eve dönmüştür.
Bu olayın üzerinden dört gün geçmiştir ve Badem hala ortalarda görünmemektedir. Artık üzüntüden iyice dağılan Bahar kendisini toparlayamaz hale gelmiştir. Bir gün gece saat 2 sularında Bahar'ın babası odasına kucağında Badem ile girmiştir. Şaşkınlığını gizleyemeyen Bahar, yataktan nasıl kalkacağını bilememiş ve o sevinçle kedisine sarılıp babasına teşekkür etmiştir. Babası Badem'i bulmak için sokaklara çıkmış, Badem'i bir çöp tenekesinin yanında bularak eve getirmiştir.
Babası o gün akşam Bahar'dan özür dileyerek uzun uzun onunla dertleşmiştir. Artık bundan sonra kızına daha yakın davranması gerektiğinin kendisinin de farkında olduğunu lakin bundan dolayı büyük bir üzüntü içerisinde bulunduğunu ifade etmiştir. Çünkü Handan Hanım Bahar'ın babasını aramış ve onunla kızına anlayışlı davranması gerektiği konusunda konuşmuştur. Bahar o gece babasıyla evde olan bütün olayları konuşmuşlar ve Bahar babasının isteği üzerine halasına biraz daha kibar davranmaya karar vermiştir.
Bahar ile babası yaz tatili yaklaştığı sırada halasını evden göndermeye karar vermişlerdir. Babası ile arasını düzelten Bahar, o gece sevincinden sabaha kadar uyuyamamıştır. Okulda mezuniyet balosu yaklaşırken on dokuz mayıs gezisi düzenlenmiştir. Geziye sadece grup içerisinden Keriman katılamamıştır. Arkadaşlarıyla eğlenceli vakit geçiren Bahar bu gezide ömür boyu unutamayacağı dostluklara kazanmıştır.
Mezuniyet balosunun geldiği gün ise Bahar yine annesinin yakın arkadaşı ve sevdiği kadın olan Handan Hanım'dan büyük bir destek almıştır. Handan Hanım mezuniyet balosu için Bahar'a elbise diktirmiş, bütün gün onun yanında olarak destek vermiştir. Handan Hanım ve babası Bahar'ı balonun düzenleneceği yere götürürler. Bahar o gün çok şık ve alımlı bir kız olmuştur. Baloda Serdar ile dans etmiş ve dans esnasında sürekli konuşmuşlardır. Bahar Serdar'a babasıyla barıştığını evdeki işlerin yoluna girdiğini anlatmıştır. Serdar ise bütün dikkatiyle Bahar'ı dinlemiş ve onun adına çok mutlu olmuştur. Lakin Serdar kendi ailesi içindeki sorunları çözememiş ancak umudunu da hiçbir zaman yitirmemiştir. Serdar artık bu sorunlarla hayatını sürdürmeyi öğrenmiştir.
Üniversite sınavlarının açıklandığı gün öğrencilerin çok büyük bir başarı elde etmiş, hepsi iyi ya da kötü bir yerlere yerleşmeyi başarmıştır. Bahar çok istediği bölüm olan güzel sanatlar akademisine girmiştir Serdar ise üniversite sınavında başarı sağlayamamış, ailesini terk edip Ankara'ya gitmiştir. Ankara'da bir sonraki yıl yapılacak sınavlara hazırlanmaya başlamıştır. Ankara'dayken Bahar ile mektuplaşma ya başlamış ve bu şekilde bir yaşam tarzı Serdar'a daha iyi gelmiştir.
Liseye giden Bahar'ın annesinin beyin kanaması sonucu hayatını kaybetmesi
Babasının bu ölümü kaldıramayıp içine kapanık ve huysuz bir adam olması
Bahar'ın kardeşi Hakan'la ve babası ile kalması
Annesinin ölümü üzerine Bahar'ın halasının onların evine yerleşmesi
Bahar'ın babası ve halası ile bir türlü geçinememesi
Bahar'ın arkadaşlarının Bahar'a bu konuda destek olması
Serdar adlı arkadaşına Bahar'ın ilgi duyması ve giderek yakınlaşmaları
Serdar'ın da ailesi ile sorunlar yaşaması
Bahar ile Serdar'ın dertlerini birbirine anlatmaları
Bahar'ın arkadaşı Eşref'in sınav sorularını çalması ancak sınavdan sıfır alması
Bahar'ın halasının onu babasına şikâyet etmesi ve babasının Bahar'a karşı çok sert davranması
Serdar ile bazı günler buluşup birbirlerine destek olmaları
Bahar'ın babasından harçlık alamaması ve küçük çocuklara ders vererek para kazanmaya başlaması
Bahar'ın annesinin yakın arkadaşı Handan Hanım'ı ziyarete gitmesi
Handan Hanım'dan ailesine karşı nasıl davranması gerektiğine dair öğütler alması ve bu öğütleri uygulaması
Bahar'ın arkadaşı Keriman'ın Ahmet ile birbirlerine âşık olması ve kaçmaya karar vermeleri
Bahar, Derya ve okulun müdür yardımcısı Nurcihan Hanım'ın bu kaçmayı engellemeleri
Bahar'ın kedisini bir gün kaybetmesi ve dört gün sonra babasının kediyi bularak Bahar'a getirmesi ve bu bahane ile Bahar ile babasının arasının düzelmesi
Halasını yaz tatiline doğru evden göndermeleri
Okulun düzenlediği on dokuz mayıs gezisinde Bahar'ın çok iyi arkadaşlıklar kurması
Mezuniyet balosunda Bahar'ın babasından ve Handan Hanım'dan büyük destek görmesi
Bahar'ın büyük bir moral ile ders çalışıp güzel sanatlar akademisini kazanması
Serdar'ın ailevi sorunlar sebebiyle ders çalışamayıp üniversiteyi kazanamaması ve bu sebeple Serdar'ın ailesinden uzaklaşarak Ankara'ya yerleşmesi ve orada Bahar ile mektuplaşmaya devam etmeleri romanın ana vakasını oluşturan olay örgüsüdür.
Bahar: lise son sınıfta öğrenim gören, oldukça zarif ve kibar bir kızdır. Hassas ve arkadaşlık ilişkilerine önem veren bir karakteri vardır. Derslerinde çalışkan olduğu kadar ideal sahibi bir kızdır. Matematik dersini çok iyi bilmektedir. Ailesi ile yaşadığı sorunları anlayış ve sabır içerisinde çözmesini bilen genç ve ela gözleri olan güzel bir kızdır.
Serdar: ailesiyle sorunlar yaşayan ancak bu sorunları bir türlü çözemeyen ve bu yüzden okul derslerinde başarısız olan bir gençtir. Bahar ile duygusal bir ilişki içerisinde olan Serdar, arkadaşlık ilişkilerine önem veren iyi niyetli ve idealist bir gençtir. Üniversitede istediği bölüme yerleşmek için bir yıl daha hazırlık yapmaya karar veren ve Bahar ile temasını sürdüren vefalı birisidir.
Handan Hanım: Bahar'ın annesinin yakın arkadaşı olan Handan Hanım akıllı kibar ve görgülü bir hanımefendidir. Bahar'a sorunlarla nasıl mücadele etmesi gerektiğini anlatmış ve Bahar'ın bu sayede hayatının değişmesini sağlamıştır.
Bahar'ın Babası: eşinin ölümü üzerine içine kapanmış huysuz ve çekilmez bir adam olmuş, daha sonra hatasını anlamış ve kızına karşı davranışlarını düzelterek onu mutlu etmeyi başaran anlayışlı bir baba olmuştur.
Bahar'ın Halası: herkes ile kolay kolay geçinemeyen bu yüzden Bahar ile arası açılan ve Bahar'ı sürekli babasına şikâyet eden, oyunbozan bir kadındır.
Derya: zayıf ve uzun boyu ile güzelliğine önem veren bir kızdır. Bir delilik edip sevdiği çocuk olan Ahmet ile kaçmaya karar vermiş ancak soğukkanlı davranarak bundan vazgeçmiştir.
Sevgi: sınıfın en çalışkan kızlarından olan Sevgi, Bahar'ın en yakın arkadaşı olup ona sürekli destek veren bir kızdır.
Keriman: fazlaca aşk romanları okuyup hayalperest bir dünyada yaşayan Keriman, gençlik hayalleri içerisinde hülyalara dalmış bir genç kızdır.
Eşref ve Volkan: okuldaki muziplikler, eğlenceler ve şakalar hep onların başının altından çıkar.
Nurcihan Hanım: Okulun müdür yardımcısıdır ve Derya'yı bir delilik yapmaktan kurtaran aklıselim bir öğretmendir.
İpek Ongun ( 1942 – ) Yazar
Ankara'da doğan İpek Ongun 1961'de Amerikan Kız Koleji edebiyat bölümünden mezun olmuştur. İlkyazı denemesi 1980'de yayınladığı Mektup Arkadaşları olmuştur. Bu eserden sonra Kamp Arkadaşları ve Afacanlar Çetesi adlı çocuk kitaplarını yazmıştır.
Yaş On Yedi ve Bir Genç Kızın Gizli Defteri adlı romanları büyük yankı uyandırmıştır. Gençlik romanlarının yanında kişisel gelişim konularında da Bir Pırıltıdır Yaşamak, Bu Hayat Sizin ve Lütfen Beni Anla adlı kitapları da gençler tarafından ilgi görmüştür.
TÜYAP Altın Kitaplar Ödülü ve Rotary Kulübü, Toros, Akdeniz ve Tarabya şubelerinden Meslek Hizmetleri ödülü almıştır. Oriflame tarafından yılın en başarılı kadın yazarı seçilmiştir. Birçok dernek ve vakıftan çeşitli ödüller almıştır.
Sabah gazetesindeki Yarım Elma Gönül Alma ve Sabah Parıltıları adlı yazılarını iki ayrı kitapta toplamıştır. Gençlere okumayı sevdiren yazar olarak bilinir. Evli ve iki genç kız annesi olan İpek Ongun, Mersin'de yaşamaktadır.
Eserleri
Roman
Öykü
Deneme
Çeviri