Yeni Sınav Sisteminin Temel Hedefleri…
Ne kadar çok sınav yapılırsa, öğrenciler arasında o kadar daha ince ayarlı bir ayırım yapılacağı doğrudur. Ancak, çok daha önemli olan bir başka doğru daha vardır. Sağlıklı olan, okul ortamında, zamana yayılmış eğitim süreci içinde temel kavramların iyi anlaşılması ve bunlara dayalı olarak anlama, kaynak kullanma, yorum yapma ve yazılı ve sözlü ifade yeteneklerinin kazanılmasıdır. Başka bir deyişle, sınav amaç değil, araçtır.
Geçmiş yıllarda uygulanan iki basamaklı sistem, salt ölçme ve değerlendirme açısından bakıldığında, asla kötü bir sistem değildir. Ancak, bunun yan etkileri fevkalade olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Öğrenciler okuldan koparak, okul dışı ortamlarda, kalıplara dayalı çok sayıda örnek çözmenin neticesinde, temel kavramlara dayalı yorum yapma, yazılı ve sözlü ifade etme ve kaynak kullanma yetenekleri törpülenmiş, ezbere alışmış bireyler hale dönüşmüşlerdir.
Benzer sorun, Güney Asya ülkelerinde de yaşanmaktadır. Japonya, Güney Kore, Tayvan, Hong Kong ve Singapur gibi ülkelerde de yükseköğretime girişte bilgi yüklü sınavlar yapılmaktadır. Kısa bir süre önce, bu ülkelerde yaşanan ekonomik krizin çeşitli boyutlarının ele alındığı Newsweek dergisinin 15 Aralık 1997 tarihli sayısının 17. sayfasında, eğitimin irdelendiği bir makalede aynen şu değerlendirme yapılmıştır:
Birinci adım kolaydır. Bu ülkeler, okulları ve üniversiteleri için yaptıkları harcamaları artırmalıdırlar. İkinci adım ise, tamamen standart testlere dayalı yükseköğretime giriş sınavlarının kaldırılmasıdır. Çünkü, bu tür sınavlar dimağları körletmekte ve yaratıcılığı yok etmektedir.
Newsweek dergisinin 6 Eylül 1999 tarihli sayısındaki The Big Test* (Büyük Sınav) başlıklı özel bölümde, üniversite giriş sınavları ile ilgili olarak şu satırlar yer almaktadır:
Tokyo'dan Taipei ve Singapur'a kadar uzanan alandaki hükümetler, çocuklarının çok sayıdaki sınav ve aşırı stres nedeniyle, düşünme ve yaratıcılığı ön planda tutan bilgi çağına yeterince hazırlıklı olmadıklarını anlamaya başladılar. Reform yanlısı eğitimciler de benzer şikayetlerde bulunmaktadırlar. Koreli bir öğrenciden yaratıcı bir makale yazması, veya Japon bir öğrenciden şaşırtıcı, zor bir soru sorması ve hatta Hong Kong'lu bir öğrenciden sadece bir soru sorması istendiğinde, büyük bir olasılıkla yazılı metne bakmadan yapamazlar.
Birçok Asya hükümeti, bu sorunların temel nedeninin sınavlar olduğu sonucuna varmıştır. Tayvan'da demokrasinin gelmesi, kamuoyunda eski moda otoriter okullar üzerindeki tartışmayı da beraberinde getirmiştir. Hükümet, öğrenciler için bir ızdırap kaynağı olan üniversite sınav sistemini 2002 yılında kaldırmayı planlamaktadır. Üniversite giriş sınavı, yıllardır Tayvanlı gençlerin kaderini belirleyen tek faktör olmuştur. Öğrenciler, iki yıl boyunca akşam okullarına da devam ederek sınava hazırlanırlardı. Ancak, okuldaki iyi davranışları veya çok çalışmaları, sınavda başarısız olmaları durumunda hiçbir şey ifade etmezdi.
Çoktan seçmeli test yöntemiyle yapılan bilgi yüklü sınavlar, eğitim sürecinin sonuçlarını ölçmede bir asırdan beri başarıyla kullanılan geçerli bir araçtır. Ancak, bu tür sınavlar, ülkemizde ve Güney Asya ülkelerinde olduğu gibi araç olmaktan çıkıp, amaç haline dönüştüğünde, ülke eğitim sistemi yanında iş gücünün nitelikleri ve dolayısıyla ülke ekonomisi fevkalade olumsuz bir biçimde etkilenmektedir.
Yükseköğretime giriş için gelişmiş ülkelerde yapılan düzenlemelerde, bilgiden ziyade temel kavramlara dayalı olarak okuduğunu anlama ve yorumlama yeteneklerini ölçen sınavlar ile ortaöğretimdeki başarı göz önüne alınmaktadır. Avrupa'daki çeşitli ülkelerinde yükseköğretime öğrenci kabulü için kullanılan yöntemler Ek-2'de verilmiştir.
Ülkemizde yükseköğretime giriş sınavına, o yılki lise son sınıf öğrencileri (yeni mezunlar) ve eski mezunlar olmak üzere başlıca iki grup öğrenci girmektedir. Bu iki grubun genel lise ile mesleki ve teknik liselere göre 1989 ve 1999 yılındaki sayıları aşağıda gösterilmiştir:
Yıl | Yeni Mezun | Eski Mezun | ||||
Genel L. | Mes. Tek. L. | Toplam | Genel L. | Mes. Tek. L. | Toplam | |
1989 | 185.394 | 117.683 | 303.077 | 307.355 | 213.696 | 521.051 |
1999 | 319.240 | 219.714 | 538.954 | 593.448 | 345.963 | 939.411 |
Görüldüğü gibi, yükseköğretime giriş kapısının önünde yeni mezunların yanında eski mezunlardan oluşan büyük bir kitle bulunmaktadır. Bu kitle, dershanelere devam ederek, kalıplara dayalı çoktan seçmeli problem çözme üzerinde yoğunlaşmakta ve lisede aldığı formasyonu önemli ölçüde yitirmektedir.
Bundan en büyük zararı mesleki ve teknik lise mezunları görmüştür. Kaçınılmaz bir şekilde ve işin doğrusu olarak genel lise müfredatına göre yapılan giriş sınavları, yüzbinlerce mesleki ve teknik lise mezununu bir ümit peşinde koşar hale getirmiştir. Bu sayıya, psikolojik nedenlerle, en az bir o kadar da genel lise öğrencisi katıldığında, yıllık miktarı yüzlerce trilyon lirayı bulan ve yükseköğretim bütçesi ile mukayese edilir büyüklükte bir rant doğmuştur. Bu yıl ise, tercih etrafında ilave bir rant oluşturulmuştur.
Dünya Gazetesi'nin 12 Ağustos 1999 tarihli sayısının Özel Eğitim Kurumları başlıklı ekinde yer alan yazılarda, ülkemizde kaydı bulunan 1800 dershaneye 400.000 civarında öğrencinin devam ettiği ve bu öğrencilerin yılda 450 trilyon TL (yaklaşık bir milyar dolar) harcama yaptıklarına dair bilgiler yer almıştır. Bu rakam, Yükseköğretim Kurulu tarafından 1997 yılında yapılmış olan ve özeti Ek-3'de verilen çalışmadan elde edilen bulgularla çakışmaktadır. Yükseköğretim giriş sınavı etrafında oluşan bu rantın büyüklüğü hakkında ek bir fikir vermek için 1999 yılı yükseköğretim bütçesinin 663 trilyon TL olduğunu belirtmekte yarar vardır.
Görünür miktarı yukarıda belirtilen bu büyük rantı paylaşanların yanında, bilerek veya bilmeyerek onlara alet olanlar, bir yıldan beri her türlü vasıtayı kullanarak (gazetelere verilen tam sayfa paralı ilanlar dahil) yeni sınav sistemini kötülemekte, her yıl karşılaşılan, yerleştirmeyi etkilemeyen ve kimseyi mağdur etmeksizin hızla düzeltilen hataları büyüterek, zihinlerde şüpheler yaratmak suretiyle ortaöğretimdeki başarının üniversiteye girişteki etkisinin azaltılması için yoğun bir kampanya yürütmektedirler.
Yeni sınav sisteminin temel amaçları şunlardır:
· Ortaöğretimdeki başarının ağırlığını artırmak ve bilgi yüklü ikinci basamak sınavını kaldırmak suretiyle, öğrencileri okul dışı sağlıksız ortamlarda, ezberciliğin en kötü şekli olan kalıplara dayalı çok sayıda örnek çözmenin olumsuz etkilerinden arındırmak,
· Alan katsayıları uygulayarak, ortaöğretim ile yükseköğretim arasındaki kopukluğu gidermek ve aynı zamanda mesleki ve teknik lise çıkışlı öğrencilerin önündeki engelleri kaldırmak.
Genel liselere göre birim maliyeti çok daha yüksek olan mesleki ve teknik liselerin ana amacı ara insangücü yetiştirmektir. Sanayicilerimiz, yeterli sayıda ara insangücü bulamamaktan yakınmaktadırlar. İdeal durum, bu tür liselerden mezun olan öğrencilerin yükseköğretim kapısı önünde yığılmayıp, bir an önce hayata atılarak kazanmış oldukları becerilerle üretken hale gelmeleridir.
Mesleki ve teknik liselerin yükseköğretimdeki doğal uzantıları, ara insangücü yetiştiren iki yıllık meslek yüksekokullarıdır. Meslek yüksekokullarının ülkemiz yükseköğretim sistemi içindeki payı halen % 15 dolayındadır. Buna karşılık, bu okulların dengi olan kısa süreli yükseköğretim kurumlarının sistem içindeki payı, İtalya ve İspanya hariç hiçbir ileri ülkede % 30'un altında değildir; bu pay bir çok ileri ülkede % 60'tır.
Meslek yüksekokullarından mezun olan başarılı öğrencilerin, kendi alanlarındaki lisans programlarına devam imkanlarını genişleten yeni dikey geçiş yönetmeliği üzerindeki çalışmalar tamamlanmış ve ilgili yönetmelik, Resmi Gazete'nin 15 Ekim 1999 tarih ve 23847 no'lu sayısında yayımlanmıştır (Ek-4). Bu suretle, mesleki ve teknik lise mezunları, kendilerine uygulanan ek puanların sağladığı avantajla ve başka hiçbir hazırlığa gerek kalmaksızın, kendi alanlarındaki meslek okullarına girebilecekler, bu okullarda başarılı olan öğrenciler ise, ilgili lisans programlarına dikey geçiş yapabileceklerdir. Mesleki ve teknik liselerden meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş hususundaki yasa taslağı ise tamamlanmak üzeredir.
Bu yıl uygulamaya konan sınav sistemi, öğrencileri ezbercilikten kurtaran, onların temel kavramlara dayalı anlama ve yorumlama yeteneklerini öne çıkaran bir sistemdir. Okul başarısının ağırlığı bilinçli bir şekilde artırılmıştır. Yeni sınav sistemine karşı idari yargıda açılan 317 davanın tümü Yükseköğretim Kurulu'nun lehine sonuçlanmıştır. Bu sistemin değiştirilmesi söz konusu değildir. İleriki yıllarda yükseköğretime geçişle ilgili yapılması muhtemel tüm ek düzenlemeler, ortaöğretimdeki başarının etkisinin artırılması yönünde olacaktır.
|» “Yeni Sınav Sistemi” Sayfasına Dön! « |
Not: İçerik, “YÖK“ten alıntılanarak derlenmiştir…
teşekkürler
cok tesekkürler yaaaaaaaaaaa
Çok tesekurler ya çok sağ olun
Ben bu yazıyı okudum ama yapılan yazım hataları ve eklenen bazı nick karakterleri hoşuma gitmedi. Bunu belirtmek istedim.
Bence çok güzel yazılmış.
Çok teşekkür ederim bizi bilgilendirdiğiniz için.
Çok sağolun çok güzel site sakın bu siteyi kapmayın arkadaşlarımada önereceğim.