Bilimin büyük trajedisi, güzelim bir hipotezin acımasız bir gerçek tarafından öldürülmesidir. Bu görüş, bilimsel hipotezle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisini destekler?
A) Hipotez oluşturulurken bilimsel yasalardan yararlanı lmalıdır.
B) Bir hipotezi çürütecek kanıtın bulunamamış olması, o hipotezin doğru olduğunu gösterir.
C) Bilinmeyenin açıklanmasını sağlayan hipotezler güzel görünür.
D) Bir hipotez doğru görünse de araştırma bulguları onun yanlış olduğunu ortaya koyabilir.
E) Hipotez hem yalın hem doğru olmalıdır.
Hipotez, aydınlatılmamış bilimsel bir sorunun, yanıtı olduğu düşünülen gerçekler tarafından henüz ne doğrulanmış ne de yanıtlanmış bir önermedir. Hipotezlerin bilimsel olarak araştırılıp onaylanmadıkça pek bir değeri yoktur. Ne kadar akla uygun olsa da araştırılıp kanıtlanmalıdır.
Yanıt D
İnsan bir fotoğraf makinesi değildir; bütün algılarımız bazı varsayım ve kavramlar çerçevesinde oluşmaktadır. Günlük yaşamda olduğu gibi bilimde de çevremizde olup biten her şeyi değil, ancak bazı şeyleri algılar veya gözleriz. Araştırmasının amacına göre bir ayıklama yapmak, yalnız konusuna ilişkin olgularla ilgilenmek, bilim adamı için hem doğaldır hem de bir zorunluluktur.
Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Bilimsel çalışmalar birikimli olarak ilerler.
B) Bilimsel çalışmalarda seçicilik söz konusudur.
C) Bilimsel yasalar uygulanabilir niteliktedir.
D) Bilimde amaç, genellenebilir sonuçlara ulaşmaktır.
E) Bilimsel yasalar evrenseldir.
2003 ÖSS
Soruda verilen parçada insan algısının seçici olmasıyla bilimin seçici olması karşılaştırılmaktadır. İnsan, nasıl algıları çerçevesinde yaşamın belli parçalarına yöneliyorsa, bilim adamı da araştırmalarında sınırlı ve seçici olmak zorundadır. Araştırma konusunun hem algılarla, hem bilimsel gerçeklerle hem de bilim adamının amacıyla çevrelenmesi bir zorunluluktur. Bilim ve bilim adamı her konuya yönelip bilimsel sonuçlarla bunu açıklayamaz.
Yanıt B
Küçük çocuklar bilimin konusuna giren sorular sorduğunda birçok yetişkinin şaşırdığını gözlüyorum. “Ay neden yuvarlak?” diye soruyor çocuk. Bir çukurun derinliği en fazla ne kadar olabilir? Dünyanın doğum günü ne zaman? Birçok yetişkin bu tür soruları tedirgin ya da alaycı bir tavırla yanıtlıyor veya yan çiziyor: “Ne sanıyordun? Ay kare mi olacaktı yani?” Kısa süre sonra, çocuk bu soruların yetişkinleri sıktığının farkına varıyor. Böyle birkaç deneyim daha yaşadıktan sonra da bilimden soğuyor.
Parçada, çocukların bilimden soğuması aşağıdakilerin hangisine bağlanmıştır?
A) Çocukların bilimsel konulardan çabuk sıkılmalarına
B) Yetişkinlerin çocuklara az zaman ayırmalarına
C) Çocukların uygun soru sormayı bilmemelerine
D) Çocukların merak duygularının gerektiği gibi karşılanmamasına
E) Yetişkinlerin, çocukları bilimsel konulardan uzak tutmak istemelerine
2000 ÖS
Soruda çocukların doğaya, insana ve varolan bilgiye karşı önyargısız, sırf öğrenme isteğine dayanan, meraktan kaynaklanan sorularla yetişkinlerin bu sorulara verdiği anlamsız cevaplar ya da bu sorulara karşı takındıkları olumsuz tavrın, çocukların merak, soru sorma ve öğrenme isteğini zamanla körelttiği vurgulanmaktadır. Oysa bilim ve felsefe, insandaki öğrenme, anlama merakından kaynaklanmaktadır. Birçok insan bu yüzden anlama, sorgulama merakını çocukken yitirmektedir.
Yanıt D
Bir bilim adamı, buluşuyla ilgili olarak “Başkalarının otobana dönüştürebilecekleri bir patika açtım.” diyor. Bilim adamı bu sözüyle, aşağıdakilerden hangisini benimsediğini gösterir?
A) Bilimin birikimli olarak ilerlediğini
B) Bilimsel çalışmanın kişiye özgü uğraş olduğunu
C) Bilimsel çalışmanın, başkalarını düşünerek yapılması gerektiğini
D) Bilimsel çalışmanın sistemli olması gerektiğini
E) Bilimin teknolojiyle yakından ilişkili olduğunu
2008 ÖSS
Parçada verilen patika olarak açılan yolun otobana dönüşmesi benzetmesi, bilimin birikimli olarak ilerleme özelliğine yapılmış bir vurgudur.
Yanıt A
Günümüzün bilim adamları, genellikle bilimin en son ürünleriyle ilgilenirler; bugün yararını yitirmiş birçok bilimsel buluşu önemsemezler. Oysa bilim tarihçisi, sadece en yeni ürünlerle değil, bunlardan önceki bütün gelişmelerle de ilgilenir. Bilimin son mürünleri bir ağacın taze meyveleri gibidir. Meyveler acil ihtiyacımızı karşılar; ama ağaç olmaksızın meyveler de varlık bulamaz. Bilim tarihçisi, bilgi ağacını kökleriyle ve dallarıyla bütün olarak bilmek ister. Bugünün meyvelerini takdir eder; ama geçmişin ve geleceğin meyvelerini de ihmal etmez.
Bu parçaya göre, bilim tarihinin temel amacı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bilimsel çalışma alanlarını, içinde bulunduğu koşullar çerçevesinde değerlendirmek
B) Bilimsel buluşların çeşitli alanlardaki etkilerini karşılaştırmak
C) Bilimsel anlayışın doğuşunu ve gelişme sürecini incelemek
D) Bilimsel çalışmaların içinde bulunduğu koşulları iyileştirerek bilimsel gelişmeleri hızlandırmak
E) Bilimsel anlayışın dışında kalan konuları belirleyerek ayıklamak
1999 ÖSS ipt
Bilim Tarihçisi, bilimin geçmişiyle ve bütünüyle ilgilenirken, bilim adamı bilimin en son, en gelişmiş ürünüyle ilgilenmektedir. Sorudaki bu bilgiye göre bilim tarihinin temel amacı, bilimsel anlayışın doğuşunu ve gelişme sürecinin bütün olarak incelemektedir. Oysa bilim adamı, kendi alanıyla ilgili sınırlı bir alanda çalışma yapmaktadır.
Yanıt C
Öklid MÖ 323-285 yılları arasında İskenderiye'de yaşamı ştır ve hâlâ yaşamaktadır. Çünkü adı geometriyle özdeşleşmiştir. Öklid'in başına gelen, adı bir şeyin adıyla özdeşleşen herkesin başına gelmiştir: O şey tanınır, fakat kişinin kendisi unutulur. Jileti herkes bilir. Ama onu icat eden Gillette'i (Jilet'i) kimse bilmez. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?
A) Bilimsel ürünler yaratıcısından ayrı varlık alanı kazanır
B) Bazı bilgiler herkes tarafından bilinir
C) Bilimsel bilgileri anlamak için bilginleri tanımak gerekir
D) Bilimsel bilgiler doğruluğu test edilmiş bilgilerdir
E) Bilimsel bilgiler uygulanabilir bilgilerdir.
2007 ÖSS
Bir bilimsel veri ya da ürün, ortaya koyulduktan sonra, onu ortaya koyan bilim adamından artık tamamen çıkmı ş, tüm insanlığın olmuştur.
Yanıt A
Kopernik kuramı, Dünya'nın gerçekte nasıl olabileceğinin bir tasviri gibi ele alınmalıdır. Bu kuram, Dünya'nın gerçekten Güneş'in etrafında döndüğünü öne sürmez. Daha çok, bir gözlenebilir gezegen sisteminin diğer sistemlerle
bağlantısını kurmayı mümkün kılan tahmin cihazıdır. Eğer gözlenebilir sistem, Güneş merkezdeymiş gibi ele alınırsa tahminler kolaylaşır. Parçadaki yoruma göre, kuramda aşağıdaki özelliklerden hangisinin bulunması zorunlu değildir?
A) Gerçeği açıkladığını iddia etmesi
B) Ön deyide bulunmaya olanak sağlaması
C) Gözlemlere dayanması
D) Açıklama yapmada yardımcı olması
E) Bilgilerin tutarlı olması
2006 ÖSS
Bir bilimsel kuram, her şeyden önce henüz kesinleşmemiş bir yapıdır. Bu yüzden gerçeği açıkladığını iddia etmesi onda aranan bir özellik değildir.
Yanıt A
Fizikçi Richard Feynman, karmaşık fiziksel süreçlerle uğraşırken sorunu açık bir şekilde ifade edebildiğinizde doğanın size istediğiniz cevabı vereceğini öne sürer. Ona göre, iyi bir bilim adamı olmanın sırrı hangi soruyu sormak gerektiğini bilmede yatar. Bir sorunu araştırırken bir kez doğru yola girdiniz mi çözüm kendiliğinden ortaya çıkar.
Parçaya göre, “doğru yola girme” aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çözüm için çaba gösterme
B) Uygun soruyu sorma
C) Sorunun cevabını tahmin etme
D) Konuya odaklanma
E) Doğruya ulaşacağına inanma
2005 ÖSS
Bilimin soruları da soru sorma biçimleri de kendine özgüdür. Uygun sorular uygun yöntemlerle sorulmazsa bilimsel sonuçlara ulaşmak da imkansız hale gelir.
Yanıt B
bencede basit 🙂