YGS – LYS Hazırlık Tarih ( Osmanlı Devleti Kültür ve Uygarlığı Test 3)

Osmanlı Devleti’nde ölen bir kişinin vasiyetinin ve sahip olduğu malların yazıldığı, giydikleri kıyafetlerin ve kullandıkları eşyaların niteliklerinin belirtildiği defterlere tereke adı verilirdi.
Bu bilgilere bakılarak ölen kişinin tereke defterlerinden aşağıdaki konulardan hangisi ile ilgili bilgiye ulaşılamaz?

Yargı: Geliri çok olan insanlar tüketime daha fazla yönelmiştir.
Durum: Osmanlı Devleti’nde XVII. yüzyılda dış ülkelerden gelen lüks malların tüketimi arttı. Fakat lüks tüketim, üst düzey devlet adamları ile şehir halkı arasında kabul görürken halkın büyük çoğunluğunu oluşturan kırsal kesimde yaygınlaşmamıştır.
Durum ve yargı birlikte düşünüldüğünde Osmanlı Devleti ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğru olamaz?

Osmanlı Devleti’nde XVII. ve XVIII. yüzyıldan itibaren merkez ve taşra teşkilatında yapılan düzenlemelerle devlet otoritesi yeniden sağlanmak istenmiştir.
Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin taşra teşkilatına yönelik olduğu savunulabilir?

Osmanlı Devleti’nde XVII. yüzyılda başlayan bozulmalar XVIII. yüzyılda da devam etmiştir. Ancak bu dönemlerde devletin merkez teşkilatında değişiklik olmamış buna karşılık bu kurumlarda çalışan insanların görev anlayışlarında değişiklik olmuştur.
Bu bilgilere göre,
I. Yapılan yeniliklerin yöneticiler tarafından benimsenmemesi,
II. Yöneticilerin önceki devlet adamlarından farklı davranmaları,
III. Ortaya çıkan aksaklıkların büyük sorunlar oluşturmaması
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?

Osmanlı Devleti’nde XVIII. yüzyıldan itibaren divan toplantıları veziriazamın konağında yapılmaya başlanmıştır. Fakat burada alınan kararlar yine padişahın onayına sunulurdu.
Bu bilgilere bakılarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

Osmanlı Devleti’nde XVII. yüzyıldan itibaren Avrupa ile olan ilişkilerinde değişiklikler yaşanmıştır. Avrupa ile olan faaliyetlerde diplomasinin önemi artmıştır.
Bu yargıya kanıt olarak aşağıdakilerden hangisi gösterilebilir?

Osmanlı Devleti’nde XVII. ve XVIII. yüzyıllarda yapılan yenilikler devlet adamlarının ve padişahların öncülüğünde gerçekleştiriliyordu. XIX. yüzyılda özellikle yönetim alanında yapılacak yenilikleri düzenlemeleri için Meclis–i Vala–i Ahkam–ı Adliye adı verilen bir meclis oluşturmuştur.
Bu bilgilere göre,
I. Padişahlar yenilik yapmak düşüncesinden uzaklaşmaya başlamışlardır.
II. Yapılacak yeniliklerin kişisellikten kurtarılması amaçlanmıştır.
III. Devletin rejimi değiştirilmiştir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

Osmanlı Devleti’nde 1878’den ilan edilen Kanuni esasi adındaki anayasa, padişahın yetkilerine dokunmamakla birlikte demokratik yönetim anlayışını güçlendirmiştir.
Kanuniesasi’nin Osmanlı Devleti’nde demokratik yönetim anlayışını güçlendirmesi,
I. Halkı yönetime ortak etmeyi amaçlaması,
II. Parlamento kurulmasını öngörmesi,
III. Padişahın yönetimde devre dışı bırakılması
özelliklerinden hangileri ile ilgilidir?

XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde,
– 1871’de kaza ve köy birimlerinin arasında nahiyeler oluşturuldu. Nahiye müdürleri ve köy muhtarları seçimle belirlendi.
– Eyalet meclislerine halkın her kesiminden temsilciler getirildi.
Osmanlı Devleti’ndeki bu uygulamaların ortak amacı aşağıdakilerden hangisidir?

Osmanlı Devleti’nde yöneticiler içinde yer alan seyfiye gurubu askerlikle ilgili kişilerden oluşurdu. Bu kişiler kapıkullu veya tımar sistemleri içinde yetişen ve görev yapan kişilerdi.
Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisinin seyfiye sınıfından olduğu söylenemez?

Osmanlı Devleti’nde yönetenler sınıfında yer alan dirlik sahipleri, kendilerine ayrılan toprakların vergisi gelirlerinden kendi geçimini sağlayacak kadarını kılıç hakkı olarak alır kalan kısmı ile Cebelü denilen atlı asker beslerdi. Eğer dirlik sahipleri savaşlara bu askerlerle katılıp yararlılık gösterirlerse kendilerinin dirlikleri artırılırdı.
Bu bilgilere göre dirlik sahipleri ile ilgili,
I. Öncelikli mesleklerinin askerlik olduğu,
II. Başarılarının ödüllendirildiği,
III. Devlete karşı askerî yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda oldukları
yargılarından hangileri söylenebilir?

Osmanlı Devleti’nde hukuk şer’i ve örfi olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Şer’i hukukun kaynağı Kur’an, örfihukukun kaynağı ise padişahların ve divanın aldığı kararlar oluşturuyordu. Örfi hukuk şer’i hukuka aykırı olmazdı. Ayrıca gayrimüslimlerin de kendi hukuklarını uyguladıkları mahkemeleri bulunmaktaydı.
Buna göre, aşağıdaki yargılardan hangisinin söylenmesi doğru olmaz?