Nazan Bekiroğlu'nun kaleme almış olduğu Yusuf ile Züleyha romanı 2000 yılında yayınlanmış olup 224 sayfadan ibarettir. Kitap; üzerinde “kalbin üzerinde titreyen hüzün” sloganı ile basılmıştır.
Nazan Bekiroğlu Yusuf ile Züleyha romanını kendine özgü şiirsel bir üslup ve akıcı dili ile kaleme almış ve kendi penceresinden öyküleştirilmiştir. Yazar olayları anlatırken her cümle üzerinde özenle durmuş ve ince bir kuyumcu titizliği ile sözcüklerini seçmiştir.
Roman konu itibariyle de İslam tarihinin önemli bir motifini anlatmaktadır. Yusuf ile Züleyha hikâyesi Kuranı Kerim'de de geçmektedir. Yusuf ile Züleyha romanı için eleştirmenler Nazan Bekiroğlu'nun en iyi romanı yorumunu yapmaktadır.
Olaylar Yusuf'un rüyasında bir ay ile on bir yıldızın kendisine secde ettiğini görmesiyle başlamaktadır. görmüş olduğu bu rüyanın kendisine felaket getireceğini düşünmüştür. Babası Yakup bu felaketi daha önceden sezmiş ve çok sevdiği biricik oğluna bu rüyayı kimseye anlatmamasını nasihat etmiştir. Hatta 10 erkek kardeşine dahi söylememesini istemiştir. Ancak erkek kardeşleri Yusuf'un peygamberliğine delalet eden bu rüyadan bir şekilde haberdar olurlar ve kardeşleri Yusuf'u kıskanmaya başlarlar.
Yusuf kırlara götürüp gezdirmek için babaları Yakup'tan izin alırlar. Yakup kötü olayların olacağını sezmiş ancak Yusuf'un kardeşlerinin kıskançlıklarını biraz hazmetmek ve körüklememek için onlara izin vermiştir. Yusuf on erkek kardeşinin elinden tutarak onlarla kırlara gezmeye çıkmıştır. Yusuf bu gezintiden dolayı çok mutlu olmaktadır. kardeşleriyle birlikte kendisine yapılacak bütün kötülüklerden habersiz bir şekilde koşup oynamaktadır. Yusuf'un kardeşleri bir fırsat kollayıp Yusuf'un etrafını sararlar ve onu dibi görünmeyen karanlık bir kuyuya atarlar. Ancak Yusuf'un kaderi bu kuyunun dibinden başlamaktadır, bunu kardeşleri bilmemektedir.
Bir gün sonra Yusuf'un kardeşleri kuyunun başına gelirler ve kuyunun yakınlarından geçmekte olan bir kervanın su çekmek için kuyuya bakraç saldıklarını ve Yusuf'u kuyudan çıkardıklarını görünce; kervanbaşının yanına gidip Yusuf'un kendilerinin kölesi olduğunu ve onlara satmak istediğini söylerler. Yusuf'u köle olarak kervanbaşına satarlar. Kervan Yusuf'u bir devenin sırtına yükleyip Mısır'a doğru götürür. Kervan bugüne kadar taşıdığı en değerli yükü Mısır'a götürmektedir.
Diğer yandan Mısır'ın güzelliği dillere destan kızı Züleyha da başka bir dert ile uğraşmaktadır. Billur güzelliği, gece karası saçları ve endamı ile Züleyha, Mısır ülkesinin en güzel kızıdır. Mısır'daki zenginler, köleler ve efendiler, toprak ağaları hep Züleyha'nın uğrunda deli divane olmuştur ancak Züleyha hiçbirine dönüp bakmamıştır.
Züleyha ise bir gece rüyasında bir çölün göklerinden bir parlaklığın kendi üzerinden geçtiğini görür. Bu parlaklığın mavi ışıklar saçtığını ve ışık saçarken çok köşeli bir yıldıza dönüştüğüne şahit olur. Bu ay aydınlık yıldız Züleyha'nın içinden geçer ve Züleyha o yıldızın içinde bir erkek sureti görür. Bu rüyadan bir zaman sonra Züleyha'nın babası ona kendisini Mısır Azizi Potifar'ın istediğini söyler. Züleyha Potifar'ı görür ve rüyasında gördüğü erkek suretinin ona ait olduğunu düşünür. Bu heyecan ve ümitle Potifar'ın eşi olmayı kabul eder ancak bir zaman sonra bütün ümidi ve hayali suya düşer, yanıldığını fark eder. Ama evlenmiştir bir kere, evliliğini bozamaz.
Bu arada Yusuf'u kuyudan çıkarıp satın alan kervan Mısır'a ulaşır. Köle pazarında Yusuf satılığa çıkarılır. Yusuf'u satın almak için açık artırmaya Potifar da katılır. Potifar Yusuf'u satın alır ve Züleyha'ya teslim eder. Güzel bir çocuk olan Yusuf, Züleyha tarafından yetiştirilir. Züleyha rüyasında gördüğü erkek çocuğunun Yusuf olduğunun farkında değildir. Yusuf zamanla büyür genç bir yakışıklı olur. Yusuf büyüyünce Züleyha rüyasında gördüğü erkeğin Yusuf olduğunu hatırlar. Artık her an aklında Yusuf'la dolaşır. Yusuf'u bir türlü aklından çıkaramaz sürekli onu görmek ister.
Züleyha'nın aşkı Mısırlı kadınların diline düşer. Onu bu sevdasından dolayı ayıplamaya ve kınamaya başlarlar. Züleyha Yusuf'a olan aşkında ne kadar haklı olduğunu ispat etmek için kendisini ayıplayan kadınları ziyafete davet eder. Ziyafette ellerinde bıçaklarla portakal kesen kadınların karşısına Yusuf'u çıkarıverir. Yusuf'u gören kadınlar, hayranlık ve şaşkınlıktan ellerindeki bıçaklarla parmaklarını kestirirler. “Bu insan olamaz haşa bu bir melektir” derler.
Züleyha bir gün yoktan bir sebeple Yusuf'u odasına çağırır. Yusuf gelmek istemez ama Züleyha ısrar eder. Yusuf o anda şöyle dua eder: “Allah'ım bana istememeyi isteyebilmeyi öğret.” Yusuf istemeyerek Züleyha'nın odasına girer ve tekrar çıkmak isterken Züleyha Yusuf'un arkasından asılır ve gömleğini yırtar. Bunun üzerine Potifar'ın adamları ikisini de olay anında yakalar. Olayla ilgili bilge bir kişi yorum yapar. Yusuf'un gömleği önden yırtıldıysa Yusuf suçludur, arkadan yırtıldıysa Züleyha suçlu, Yusuf suçsuzdur der. Bu yoruma hak veren Potifar, Mısır'da itibarının sarsılmaması, adının lekelenmemesi ve Mısır'da duyulmaması için Yusuf'un suçlu olduğunu söyleyerek onu zindana attırır.
Yusuf zindana atıldıktan sonra tekrar bir rüya görür. Rüyasında daha evvel on bir yıldız bir güneş ve ay görmüştür. Yusuf bu seferki rüyasında güneş bir gün ay ve on iki yıldız Yusuf'un önünde ayrı ayrı secdeye varırlar. Yusuf'a bu rüyadan sonra rüya yorumu yapma hususiyeti verilir ve Yusuf zindanda görmüş olduğu bu rüyayı yorumlar. Yusuf ile birlikte zindanda Firavun'un ekmekçisi ve şerbetçisi de yapmaktadır. Yusuf onların görmüş olduğu rüyaları da yorumlar ve bu rüyaların yorumları kısa bir süre sonra gerçekleşir. Şerbetçi bir zaman sonra affedilerek zindandan dışarı çıkarılır, Ekmekçi ise asılarak öldürülür. Yusuf şerbetçiye zindandan çıkarken kendisini Firavun'a anlatmasını ister. Ancak Şerbetçi Yusuf'un bu isteğini zamanla unutur ve Firavun'a Yusuf'tan bahsetmez. Ta ki yedi yıl sonra Firavun bir rüya görür ve bu rüyanın yorumlanmasını da ister. Ülkedeki bütün bilginleri, rüya yorumcularının, kâhinleri ve müneccimleri saraya çağırır ve gördüğü rüyayı yorumlamalarını ister. Ancak hiçbiri bu rüyayı doğru bir şekilde yorumlanamaz. O esnada şerbetçi Yusuf'u hatırlar ve Firavun'a onun iyi bir rüya yorumcusu olduğunu söyler.
Firavun Yusuf'a gönderilir ve Yusuf zindandan çıkartılır. Firavun rüyasını Yusuf'a anlatır. Firavun rüyasında yedi zayıf ineğin yedi besili ineği yediğini görmüştür. Rüyanın devamını da yedi dolgun başak ve yedi de kurumuş başak görmüştür. Yusuf bu rüyayı ülkede yedi yıl bolluk olacak, daha sonraki yedi yılda ise kıtlık olacaktır. İlk yedi yıl bolluk zamanında üretilen yiyeceklerin hepsinin tüketilmeyip bir kısmının diğer yedi yıla saklanıp kıtlık zamanında önermiştir. Kral Firavun Yusuf'un söylediklerini akıllıca bulur Yusuf'a inanır.
Firavun Yusuf'un zindana atılmasında payı olan herkesi sırayla çağırır ve hesap sorar. Potifar öldüğü için şahitlik edemez. Diğer Mısırlı kadınlar Firavuna “O masumdur, biz ona kötü niyet besledik” derler. Firavun Züleyha'yı da huzuruna çağırır ve sorar. Yusuf'u niçin zindana attırdığını söylemesini ister. Züleyha “Yusuf masumdur, onu isteyen bendim” der ve Yusuf'un suçsuzluğu ortaya çıkarılır. Firavun bu hadiseden sonra Yusuf'u Mısır'a aziz yapar ve Yusuf'un Züleyha ile evlenmesini sağlar.
Küçük yaşta olan Yusuf'un bir rüya görmesi ve rüyasını babasına anlatması
Babasının rüyayı hayra yormaması ve kendisine dikkat etmesi gerektiğini söylemesi
Rüyayı duyan diğer kardeşlerinin Yusuf'un iyi bir geleceğe sahip olacağını düşünerek onu kıskanmaları ve çölde bir kuyuya atmaları
Bir gün sonra Yusuf'u Mısır'a giden bir kervanın kuyudan çıkarması ve kardeşlerinin Yusuf'u köle diye kervanbaşına satmaları
Babalarına da Yusuf'u bir kurdun yediğini söylemeleri ve kanlı gömleğini göstermeleri
Kervanın Yusuf'u Mısır'a götürmesi ve köle pazarında Züleyha'nın kocası Potifar'ı satmaları
Potifar'ın Yusuf'u köle olarak alıp Züleyha'ya vermesi ve Züleyha'nın Yusuf'u büyütmesi
Züleyha'nın evlenmeden önce bir rüya görmesi ve rüyasında yıldızların içinde nurlu bir erkek sureti görmesi
Bu rüyanın kim olduğunu düşünmesi ve bunun Potifar olduğuna karar vermesi ancak daha sonra yanılması
Yusuf'un giderek büyüyüp yakışıklı olması ve Züleyha'nın Yusuf'a âşık olması
Züleyha'nın Yusuf'a olan aşkının Mısırlı kadınlar tarafından ayıplanması
Bunun üzerine Züleyha'nın kadınları ziyafeti çağırıp Yusuf'u karşılarına çıkarmaları ve Yusuf'u karşılarında gören kadınların ellerindeki bıçakla parmaklarını kesmeleri
Yusuf'a âşık olan Züleyha'nın bir gün Yusuf'u odasına çağırması ve Yusuf'a saldırması
Kaçmak isteyen Yusuf'un gömleğinin arkadan yırtılması ve Yusuf'un bu sebepten dolayı Potifar tarafından zindana atılması
Yusuf'un suçsuz olduğunun bilinmesi ancak Mısır'ın itibarı için Yusuf'un harcanması
Zindanda Yusuf'un ekmekçi ve şerbetçinin rüyalarını yorumlaması
Yusuf'a Allah tarafından rüya yorumu özelliği verilmesi
Rüyaları yorumlanan şerbetçi ve ekmekçinin rüyaların gerçekleşmesi şerbetçinin hapisten çıkarılması
Yedi yıl sonra Firavun'un rüyasında yedi zayıf ineğin yediği besili ineği yemesi ve yedi zayıf başak ile yedi dolgun başak görmesi üzerine ülkedeki bütün kâhinleri ve rüya yorumcularını çağırması ve rüyasına yorumlamasını istemesi
Rüya yorumcularının hiç birinin rüyayı tam olarak yorumlayamaması
Bunun üzerine şerbetçinin Firavun'a Yusuf'tan bahsetmesi
Yusuf'un zindandan çıkarılması ve rüyayı yorumlaması
Yusuf'un rüya yorumunun Firavun'un aklına yatması ve onu zindana attıranları hesaba çekmesi
Kadınları ve Züleyha çağırıp suçlarını itiraf ettirmesi
Yusuf'un Mısır'a Aziz yapılması ve Züleyha ile evlendirilmesi
Romanın ana vakasını oluşturan olay örgüsüdür.
Yusuf'un gördüğü bir rüya üzerine, geleceğine dair büyük ümitler beslenmesi ve Yusuf'un birçok ıstırap ve imtihanlardan geçerek sevdiği kadına kavuşması ve Mısır'da önemli bir mevkie gelmesi anlatılmıştır. Diğer bir ifade ile roman Yusuf ile Züleyha'nın aşkını, imtihanlarını ve çektiği özlemleri konu edilmektedir.
Hayatta insanın başına gelen kötü şeylerin bir gün iyiye ve güzel günlere çevrilebileceğini unutmamak gerekir. Bizim kötü olarak gördüğümüz birçok şeyin aslında bizim hayrımıza ve iyiliğimize olduğu hikmeti her zaman aklımızın bir köşesinde olmalıdır. Ayrıca çektiğimiz çileler, gördüğümüz ıstıraplar ve özlemler için daima sabırlı olmalı ve Allah'a güvenmeliyiz. Sabırlı olan ve doğru yoldan sapmayan kişiler elbet bir gün istedikleri güzelliklere ve imkânlara kavuşacaklardır.
Yusuf: Yusuf Aleyhisselam Hz. Yakup'un on bir çocuğundan biridir. Son derece güzel yaradılışlı, iyi huylu, temiz kalpli ve ahlaklı bir insandır. Doğruluktan hiçbir zaman ayrılmamış, kendi zararına da olsa dürüst davranışlar sergilemekten çekinmemiştir. Kardeşleri tarafından kıskanılıp tuzağa düşürülmüş, köle olarak satılmış, iftiraya uğramış, zindanda yıllarını geçirmiş ama bunlara rağmen Allah'a olan inancını ve güvenini kaybetmemiştir. En sonunda Yusuf'un dürüst bir insan olduğu anlaşılmış ve çektiği ıstırapların mükâfatını Mısır'a aziz olarak görmüştür. Yusuf Züleyha'ya âşıktır.
Züleyha: Mısır'ın en güzel kızıdır. Gördüğü bir rüya üzerine Potifar ile evlenmiş ve yanılmıştır. Rüyasında gördüğü ve gönlündeki güzeli yıllarca arayan ve o güzeli Yusuf'ta bulan Züleyha, aşkı ile dillere düşmüş bir kadındır. Yusuf'a kavuşmak için hata yapmış ancak yıllar sonra hatasından dönmüş ve geç de olsa Yusuf'a kavuşmuştur.
Yakup: Yakup Aleyhisselam on bir erkek çocuğu olan bir peygamberdir. Oğulları arasında bulunan Yusuf ise güzel ve ayrıcalıklı bir çocuktur ve Yakup Aleyhisselam bir baba olarak bunu fark eder. Yusuf'u çok sevmekte ve onun üzerine titremektedir. Yakup Aleyhisselam yıllarca çok sevdiği oğlu Yusuf'tan ayrı kalmış, evlat özlemi ile yıllarca ağlamış hüzünlü bir babadır.
Potifar: Mısır'ın azizidir. Züleyha'yı çok sevmiş onunla evlenmiş ve ona Yusuf'u köle olarak alıp yetiştirilmesini sağlamıştır. Olacaklardan habersiz yaşamış ancak karısı Züleyha'nın Yusuf'a olan aşkını engelleyememiştir.
Firavun: Mısır'ın kralıdır. Kendisini Tanrı ilan etmiştir. Yusuf'un zindanda olduğundan habersizdir. Ancak gördüğü bir rüya sonrası Yusuf ile tanışmış ve onu Mısır'a Aziz yapmıştır.
Ekmekçi: Firavun'un zindana attığı ve zindanda Yusuf'un arkadaşı olan kişidir. Bir süre sonra asılarak öldürülmüştür.
Şerbetçi: Yusuf'un zindandaki arkadaşlarından biridir. Zindandan çıktıktan yedi yıl sonra Firavun'a Yusuf'tan bahseden ve Yusuf'un zindandan çıkarılmasını sağlayan bir kişidir.
Romanın diğer kahramanları: Yusuf'un kardeşleri, rüya yorumu yapan bilge ve kâhinler, kervancı başı, Züleyha'nın aşkını ayıplayan kadınlar…
Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu ( 1957 – ) Şair, yazar, akademisyen
Trabzon'da doğan Nazan Bekiroğlu Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Bir süre öğretmenlikten sonra, Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Halide Edip Adıvar ile ilgili tezi ile Doktor, Şair Nigar Hanım konulu çalışmasıyla Doçent unvanı aldı.
1998'den beri aynı üniversitede Türkçe eğitimi bölümünde öğretim üyesi olarak çalışan Nazan Bekiroğlu, 2001 yılında Profesör olmuştur. Şiir, deneme ve incelemeleri Dolunay, Türk Edebiyatı, Milli Kültür, Kayıtlar, Yedi İklim, Dergâh gibi mecmualarda yayımlanmıştır.
Eserleri